Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pervaneler

Ali Teoman

Öne Çıkan Pervaneler Gönderileri

Öne Çıkan Pervaneler kitaplarını, öne çıkan Pervaneler sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Pervaneler yazarlarını, öne çıkan Pervaneler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tek bir dokunuşta tüm yaşamımı siliyor. Oyunu kuralları­na göre oynamak gerektiğini sen söylememiş miydin? Az öte­de adamın birisini darağacına çekmeye hazırlanıyorlar. Adam karşı koymayacak, biliyorsun. Tıpış tıpış yürüyecek sehpaya ve uysalca ilmeğe uzatacak boynunu. Koyunca bir başeğme? Suçluluk duygusu? Kendi yazgısına karşı vurdumduymazlık? Ölümünle bir değişime yol açmayı umuyorsun. Domino ilkesi­ne göre işlediğini düşünüyor doğa yasalarının: Sana olan bir­ şey beni de etkiliyor, bana olan ise seni. Ufak çapta bir yersar­sıntısı yaratacağını sanıyor yokoluşuyla. Tıpkı tüm yaşamının bir sanat yapıtı olduğunu sandığı gibi.
Sayfa 83 - GirişlerKitabı okudu
Bir bir yıkılıyor kütükler. Çatırtıları kulaklarımızda. Kıvılcımlar, şakacı ateşböcekleri gözbebeklerimizde uçuşan. Kalmasın, hiçbiri kalmasın! Yükteki bütün odunu ocağa at! Ta ki doysun bu kızıl kursak. Ateşin günüdür bugün. (Heraret... heraret yükselmekte midir?)
Sayfa 18 - PervanelerKitabı okudu
Reklam
Seni hiçbir zaman sevmemiştim; senin 'sevmek' sözünden anladığın anlamda, demek istiyorum. Daha ufak birşey, bir hoşlanma belki. Yo, yo, kendini kandırma! Doğal bir gereksi­nimin karşılanmasıydı bu, olağan bir kullanım. İnsan doğayı tüketiyor. Hayır, dönüştürüyor. Bakış açısına göre değişir. Tüm bunların yazınsal değil, doğrudan doğruya kullanmalık bir dil­le anlatılabilmesi ikimiz için de ne büyük bir şans!
Sayfa 83 - GirişlerKitabı okudu
Uyuz bir it metruk bir mezarlığın duvarına siyermişçesine, saatlerdir, belki de günlerdir sinsi sinsi çiselemekte olan yağmur, sokakları ağır ve yapışkan bir çamur deryasına dönüştürmüş. Her adımda biraz daha batıyorum bu balçığa.
Sayfa 15 - PervanelerKitabı okudu
Hâlâ peşindesin, değil mi, o cam kırığı düşlerin?
Sayfa 52 - OtofinişKitabı okudu
Ve en sonunda gelip dayandı mıydı üçüncü sorunun iman tahtasına? Ve fakat ne sual-i bîzebandır bu? Sesi çıkmaz, gıkı çıkmaz, tısı çıkmaz, kısılır. İri bir lokmayı güç halle yutar ve tıkanır. Yutaktaki yanardöner kızgın âteş-i har! Nasıl? (Demek ki: Ne asl? Demek ki: Kangı asıldan? Demek ki: Aslı astarı nedir? Demek ki: Şimdi bu olan bu, ilkin nereden tevellüt etmiştir?)
Sayfa 11 - PervanelerKitabı okudu
Reklam
Fil gözlerinden, ki sarı ve kırmızı ve yeşil ve pembe, uykuya nöbet tutan yassı suratlı bir puhu gibi bu nemli ve ıssız loşluğu gözetliyor gece.
Sayfa 10 - PervanelerKitabı okudu
"Hem de adeta nutkum tutularak, sayın meslektaşım! Uzmanlık alanlarınızın insan anatomisinin çok ötesine uzan­dığını bilmiyordum. Yaaa, benim amatör bir entomolog oldu­ğumu size söylemediler, demek ki? Af buyurun, anlayamadım: Neolog, neolog? Entomo... Nasıl? Tomolog? Evet, efen­dim, hem de en tomolog! Böyle tombul tombul, bıngıl bıngıl, balıketi... Tüh, hay allah! Kusuruma bakmayın! Bilseydim, bir­ kaç kırkayak, bir iki tırtıl, çiyan, akrep, örümcek filan getirir­dim gelirken. Bizim arka bahçede ziyadesiyle var da... Üzül­meyin, canım, zararı yok. Zehirlileriyle uğraşmıyorum ben zaten, çocukluktan kalma bir fobi. Ya, insanlık hali işte... Yeri geldiğinde, başarılı bir ruh hekimi bile... Düşünün bir, kol saatimin akrebini dahi söktürdüm. Dakikaları ve saniyeleri bilmek bana yetiyor, saatler gereksiz bir ayrıntı. Daha fazlası için, haftasonlarında bitpazarlarından topladığım geçmiş yılların saatli maarif takvimlerini karıştırıyorum. Ah, ne kadar hoş bir hobi! Ben de küçükken, takvim yapraklarının arkasındaki tefrika romanları okumayı ne çok severdim, bir bilseniz! Hele bir keresinde, hiç unutmam, romanın sonunu fena halde merak ettiğimden, oturup bütün yaprakları birer birer kopar­mış, o çocuk merakıyla yutarcasına okumuştum. Merakım zail olmuştu nihayet, ama akşama annemden bir güzel sopa yedim tabii. Hey gidi günler... Fakat sayın meslektaşım, bana öyle geliyor ki, siz saatli maarif takvimini radyodaki 'Arkası Yarın' programıyla karıştırıyorsunuz. Kuşkusuz sizin de anımsayacağınız gibi..."
Sayfa 39 - Senin MelekûtunKitabı okudu
'Komik adam konuşuyor hiç durmamacasına konuşuyor söyledikleri ondan beklemediğim şeyler ancak yine de pek ucuz ve bayağı her sözünün her bakışının pek özgün ve ilginç sandığı her davranışının altından sırıtan yoğun sıradanlık kızgın öğle güneşinde bir leşin çürümeye başlamış iç organlarından çevreye yayılan o belli belir­siz keskin koku gibi içimi bulandırıyor görülemeyen elle tutulmasi olanaksız ancak yine de kendisini alttan alta sezdiren varlığı kuşku götürmeyecek denli somut ürkütücü bir ağırlık kesin olarak kanıtlanamasa bile hep orada olduğu bilinen gelmesini bana ulaşmasını dokunmasını istemediğim ancak kaçışı olmayan iç bunaltıcı bir kara­basan.'
Sayfa 69 - Üç Kızkardeş, Birinci PerdeKitabı okudu
Kaygan fayans döşemenin gözkamaştırıcı parlaklığında kösele tabanlı bir ayakkabıyla üzerine basılan sert kavkılı ve tombul bir böceğin ezilirken çıkardığı o iç gıcıklayıcı çıtırtı. Fayansa sıvaşan katran kıvamındaki koyu renk salgı. Genzi gıdıklayan acımsı bir tat.
Sayfa 39 - Senin MelekûtunKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.