Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pervaneler

Ali Teoman

Pervaneler Gönderileri

Pervaneler kitaplarını, Pervaneler sözleri ve alıntılarını, Pervaneler yazarlarını, Pervaneler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yanlış olan ilk hamlendi, diyor yaşlı adam, kaçınılmaz bir zorunluklar silsilesinden ibaretti ondan sonrası. Eğer benim fikrimi duymak istersen, evlat, senin hatan şuydu ki, bilmek olmak değildir. Olmak değildir bilmek Değildir bilmek olmak. Değildir.
Sayfa 90 - Üçüncü SeferKitabı okudu
Ortada yoksun uzun süredir ve işte şimdi de yine apar topar kaçıp gidiyorsun. Evet, gidiyorum. Gidiyor! Sırtında kol ağızları yenmiş eski bir mont, birdenbire kalktı ve çekip gitti, ardına bile bakmaksızın. Kapıdan çıkar çıkmaz yüzüne çarpan yağmur damlaları. Yine de sokaklar insan dolu. Gece, vitrin neonlarıyla bölük pörçük ve ayaz da yerinde. Öyleyse tamam...
Sayfa 84 - GirişlerKitabı okudu
Reklam
İstemeyi başaramıyor. Tüketime karşı ürkütücü bir isteksizlik. Oysa sağlıklı bir yaşamın ilk koşulu... Niçin kullan/dır/ıl/mıyasın ki? Evet, bunun hepimizin iyiliğine olduğunun far­kındayım. Bir su, akışına gidiyor. Suların yokuş yukarı akıtıla­mayacağından daha önce de konuşmasının biryerlerinde söz etmişti. Gülücükler. 'Carpe diem!'
Sayfa 83 - GirişlerKitabı okudu
Seni hiçbir zaman sevmemiştim; senin 'sevmek' sözünden anladığın anlamda, demek istiyorum. Daha ufak birşey, bir hoşlanma belki. Yo, yo, kendini kandırma! Doğal bir gereksi­nimin karşılanmasıydı bu, olağan bir kullanım. İnsan doğayı tüketiyor. Hayır, dönüştürüyor. Bakış açısına göre değişir. Tüm bunların yazınsal değil, doğrudan doğruya kullanmalık bir dil­le anlatılabilmesi ikimiz için de ne büyük bir şans!
Sayfa 83 - GirişlerKitabı okudu
Tek bir dokunuşta tüm yaşamımı siliyor. Oyunu kuralları­na göre oynamak gerektiğini sen söylememiş miydin? Az öte­de adamın birisini darağacına çekmeye hazırlanıyorlar. Adam karşı koymayacak, biliyorsun. Tıpış tıpış yürüyecek sehpaya ve uysalca ilmeğe uzatacak boynunu. Koyunca bir başeğme? Suçluluk duygusu? Kendi yazgısına karşı vurdumduymazlık? Ölümünle bir değişime yol açmayı umuyorsun. Domino ilkesi­ne göre işlediğini düşünüyor doğa yasalarının: Sana olan bir­ şey beni de etkiliyor, bana olan ise seni. Ufak çapta bir yersar­sıntısı yaratacağını sanıyor yokoluşuyla. Tıpkı tüm yaşamının bir sanat yapıtı olduğunu sandığı gibi.
Sayfa 83 - GirişlerKitabı okudu
Katıldı, ancak gülmekten değil, gözlerinde bulaşıcı bir hüznün sarısı.
Sayfa 83 - GirişlerKitabı okudu
Reklam
Kafanı kaldırıp yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle. Bir dikdörtgen, değil mi? Evet, ben de tam öyle düşünmüştüm. Üstelik ne kadar yakın, baksana, saçlarına değecek nere­deyse! Gökyüzü alçalmış olmalı akla yakın başka bir açıklaması yok bu basıklığın. Ama eğer öyleyse yıdızlar nerede çapkınca göz kırpan o ateşböcekleri?
Sayfa 76 - Kibrit GöçüKitabı okudu
Bir öykü anlatacağını söylememiş miydin sen? Niye susu­yorsun şimdi? İçinde ölüm olmayan bir öyküyü ancak susarak anlatabili­rim de, ondan. Abartıyorsun ama. İçinde ölüm olmayan öyküler de olabilir. Olabilir, doğru. Ancak öyle öyküler varsa bile, ben bilmi­yorum. Ayrıca içinde ölüm olmayan öyküler olması, içinde ölüm olmayan öykülerin de içlerinde ölüm olmadığı anlamına gelmez. Kimi şeylerin yokluğu, varlığından daha çok göze batar çünkü. Lekesiz beyazın siyahı çağrıştırması gibi tıpkı. İçinde ölüm olmayan bir öykü yaz bana.
Sayfa 75 - Üç Kızkardeş, Üçüncü PerdeKitabı okudu
Abartıyorsun ama. İçinde ölüm olmayan öyküler de olabilir. Olabilir, doğru. Ancak öyle öyküler varsa bile, ben bilmi­yorum. Ayrıca içinde ölüm olmayan öyküler olması, içinde ölüm olmayan öykülerin de içlerinde ölüm olmadığı anlamına gelmez. Kimi şeylerin yokluğu, varlığından daha çok göze batar çünkü. Lekesiz beyazın siyahı çağrıştırması gibi tıpkı. İçinde ölüm olmayan bir öykü yaz bana.
Sayfa 75 - Üç Kızkardeş, Üçüncü PerdeKitabı okudu
Bir öykü anlatacağını söylememiş miydin sen? Niye susu­yorsun şimdi? İçinde ölüm olmayan bir öyküyü ancak susarak anlatabili­rim de, ondan.
Sayfa 75 - Üç Kızkardeş, Üçüncü PerdeKitabı okudu
Reklam
Küçük kızkardeş kanepenin bir köşesine büzülmüş, gözleri yerdeki halının seyrek saçaklarına dikili, sessizce oturuyordu. Ellerini kucağında birleştirmişti. 'Kahve fincanının dibindeki pütürlü ve koyu telveye diktiğim bakışlarımı o korkunçluğu içinde sonsuzca komik adamın yüzüne çeviriyorum kanı çekilmiş ince dudaklarından dökülen sözcükler daha ortaya çıktıkları anda sanki kıvamlı bir bula­maca dönüşerek güçsüz düşmüş algılama yetimden kaçıyorlar yine de sesinin titreminden bana bir soru yönelttiğini anlıyorum ve ellerimi kucağımda birleştirip yüzüme en sevimli gülümsememi takınmaya çalışarak onaylayıcı bir utangaçlıkla önüme eğiyorum başımı.' Abla­ları, gözlerinden yaşlar gelircesine, katıla katıla gülüyorlardı.
Sayfa 75 - Üç Kızkardeş, Üçüncü PerdeKitabı okudu
'Komik şapkalı ve komik ayakkabılı adam elinde bastonu sürekli konuşuyor ince uzun siyah bir baston bu yılan gibi kıvrılıp bükülen siyah bir baston hava öylesine sıcak ve ben öylesine bitkinim ki ona karşı çıkamıyorum sözünü kesemiyorum hiç durmamacasına anlattıklarına irdelediklerine saptadıklarına sorduk­larına ve benim yerime yanıt verdiklerine istediklerine anıştırdıklarına istediğini sezdirdiklerine direnemiyorum susuş yalnızca uzun bir susuş ona verdiğim tek karşılık niçin bu kıyı kahvesinde rüzgârın bir türlü esmediğini soruyorum kendi kendime ve özlüyorum artık çok uzaklarda kalmış belki de bir daha hiç gelmeyecek erinçli bir akşam serinliğini özlüyorum.' Üzerleri pullu pembe terliklerinin burunla­rına bakmaya devam ediyordu.
Sayfa 74 - Üç Kızkardeş, Üçüncü PerdeKitabı okudu
Küçük kızkardeş bakışlarını yerden kaldırmamakta dire­niyordu. 'Adamın komik ayakkabılarına ve komik şapkasına bakıyo­rum hiç duraklamaksızın ara vermeksizin usanmaksızın konuşuyor şapkasını gevrek bir kâğıt helvasına benzetiyorum nedense sanki bir ucundan tutuversem ısırıp çıtır çıtır bir parça koparabileceğim tuhaf bir benzetiş ancak herşeye
Sayfa 72 - Üç Kızkardeş, Üçüncü PerdeKitabı okudu
Kız, bu sözleri hiç duymamış gibi, önüne bakmaya devam ediyor. 'Dibinde telvesi kurumuş bir kahve fincanı yarıya dek dolu bir su şişesi ve dar ağızlı kalın çeperli bir bardak var masanın üstün­de onlara bakıyorum kahveyle suyun serinletici tadı hâlâ dilimde bu tad bana artık bilemediğim bir günde bilemediğim bir yerde kendimi denizin serin sularına bırakışımı anımsatıyor hava sıcak soluk alma­yı güçleştirecek boğulayazma duygusu verecek denli nemli ve sıcak ve belki de bu denli yorgun olmamın nedeni bu.'
Sayfa 72 - Üç Kızkardeş, İkinci PerdeKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.