Bu kitap beni ağlatamadı. Öyle bir buruk kaldım ki, duygusal olan ben ağlayamadım. İlk kitap çok iyiydi. Bu kitap ondan da iyi. Şimdi üçüncü kitabın gelmesini nasıl bekleyeceğim onu düşünüyorum. Kitap birinci kitabın direkt olarak devamı. Çok sevdiğim Bedirhan’ın gerçek yüzüne, babasının duygusu yakarışlarına ve bir kadının melek oluşuna ev sahipliği yapıyor bu kitap. O kadar naifçe yazılmış ki, antika dükkanındaki amcayı bile unutamadım. Eşini ve takvim yaprağını unutamadım. Bedirhan’ın maskesini, Dilek hanımın son jestini ve Ala’yı unutamadım. Buruk Ala… Kardeşi olan dağın üzerine yıkılan Ala… Ala’yı sırtlayan Asi… Yine çok beğendim. Karan’ın gerçek yüzü diye betimlenen kısım bence Karan’ın gerçek yüzü değildi. Karanın acılarından ibaretti. Bence Karan’ın gerçek yüzü Ali. Sadece Ali. Bu kitabı da çok beğendim. 2020’nin sonlarına gelirken verdiğim en güzel kararlardan biriydi bu seriyi okumak. Bu arada Binnur abla, umarım o küçük Ayşenur’un yanında olmak, seninde hoşuna gidiyordur. Çünkü o seni çok seviyor.