Uzak değil, şu küçük zirve-i sefîde kadar
Şu parlayan tepecik yok mu?Âh, bir sarsar
Anîf sadme-i gûlânesiyle bir kuvvet
Dururken öyle habersizce sanki bî-hareket
Alıp götürse bizi...
Bütün bedâyî'-i hilkat görünse bir yerde,
Döner kalır yine çeşmi o hüsn-i esmerde.
O hüsn-i esmere meftûnluğu ezeldendir,
Onun gamıyla Fuzûlî hayâta düşmendir.
(Günümüz Türkcesi:)
Bütün tabiatın güzellikleri gözükse bir yerde,
Gözü yine dönük kalır o esmer güzelinde.
O esmer güzelin aşkı sonsuzluğadır,
Bu yüzden Fuzûli hayata düşmandır.
Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası* varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşden, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır...
*kal'a
(Kol ve yüz burada mecazî anlamdadır.
Allah bizim her vasıflandırdığımız sıfattan münezzehtir)