Giderek kendimize daha kalın kabuklar ediniyoruz, dikenli duyargalarımızı daha çabuk içeri çekiyoruz.. Kabuklu hayvanlara benzedik; öyle ki. titreşimlerimizin suyun gel-gitlerine mi. kendimize mi ait olduğunu, ruhumuzun mu. bedenimizin mi üşüdüğünü başta kendimiz, artık kimse kestiremiyor. Onun için kabuklarımıza dokunmamız, denizlerin derinliklerinde, mağaralarında da birbirimizi ve kendimizi aramaya gitmemiz gerek..