Sanırım bu kadar doğaya aşık bir karakter zor bulunurdu!!
Evet Rüzgarın Kızı Emily’den söz ediyorum..
Özetle annesi çok küçük yaşta vefat eden Emily babası ve dadısı ile birlikte yaşamaktadır.
Annesi yıllar önce kendi ailesine karşı çıkıp, kaçarak babasıyla evlenmiştir ve bu evlilik yüzünden Aile ile arası açılmıştır. Öyle ki sadece cenazesine katılan kardeşleri, Emily’i babasıyla baş başa bırakmayı uygun görmüş ve daha sonrada hiç ziyaretine gelmemişlerdir. Onlara Yeni Ayın gururlu Murray’leri derlerdi.
Ne yazık ki baba- kızın bu sevgi dolu yuvası Verem hastalığı neticesi ile sarsılmış ve Emily artık tek başına kalmıştır. Yeni ay çiftliğinde yaşayan Annesinin akrabalarının himayesinde hem eğitim hem de daha refah içinde yaşayacağını düşünen babası onu bu kaçınılmaz son içinde hazırlamıştır aslında..
Annesine çok benzeyen Laura teyzesi, Çatık kaşlarıyla otoriter ve disiplinli Elizabeth teyze ve Kuzen Jimmy kaldığı Yeni Ay Çiftliği, Emily için yeni bir yuva ve peki yepyeni bir macera mı dersiniz?
Emily’in tek isteği ise sevilmek!
Ve o tamamen kurallara aykırı biri! Hatta kendi kurallarına göre yaşayan, hazırcevap, cesur, duygusal, iyilik sever, bazen deli ve tek hayali ise şair ya da yazar olabilmek! Doğaya aşık!
Onunla beraber o kadar çok şiir yazıp, karalayıp, bir müddet sonra beğenmeyip yaktık ki…
Emily, bana hayallerimden hiç vazgeçmemeyi, kendin olmayı ve herkesin içindeki iyiliği keşfetmen gerektiğini öğretti. Kitap için tek eleştirebileceğim kısım betimlemeler ve bu da okumamı oldukça yavaşlatmasıydı! Yine de ortaokuldan itibaren okunabilir. Tavsiyemdir