Kendini içinde bulunan sıkıntıdan sorumlu saymamak. Sadece dayanmak. Yalnızca bunu yapmak bile, bir şey yaptığı duygusunu verebilir kişiye.
Ama zaman onun değil, benim. Zaman kimin elindeyse o kazanır.
O zamanlar yüklendiği başkalarının anılarıydı, şimdiyse söz konusu olan bunları yaşamak. Paylaşmakla, yüklendiğini sanmakla yaşamak arasındaki ayrımı bilmeyecek kadar budala değil.
... olaylar içindeki kendimizle, kendi görüntümüzle uğraşmaktan vazgeçeceğiz?
Güzellik gölgesizdir, sığınamazsın.
Biz, bizi gerçek devrimci kılabilecek olan dış koşulları hafiften de olsa değiştirmeye, düzeltmeye çabalayarak, bizde zaten var olan iç koşulları zayıflatıyoruz.
Sığır Pazarı’nın önündeki seyyar satıcılar, aç karınları hatırlatarak çocukların kısa vadeli özgürlük düşlerini bölüyorlar. Cebindeki birkaç kuruşu, dönme dolap özgürlüğüyle köfteli ekmek isteği arasında paylaşamayan, bocalayan çocuklar. Çocuklarını seçime zorlayan büyükler. “Bir simit daha yersen dönme dolaba binemezsin ha!”