Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jön Türkler Abdülhamid'e Karşı

Selanik'in Yükselişi

Necmettin Alkan

En Yeni Selanik'in Yükselişi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Selanik'in Yükselişi sözleri ve alıntılarını, en yeni Selanik'in Yükselişi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Mutlaki abdülhamidi" yönetime son veren ve kazandıkları bu siyasi zaferle yetinmek istemeyen Jön Türkler, bu kez "mutlaki jön türki" yönetimi tesis etme hevesine ve heyecanına kapılmışlar; gayretine girişmişlerdi. Bu heveslerini tatmin etmek için yapılması gereken icraatları fazlasıyla yerine getirmişlerdi.
Sayfa 348
1908 Jön Türk İhtilali ile alakalı bu yorumlarda Alman tarafından belli bir endişenin taşındığı hissedilmektedir. Özellikle de bu dönemde klasik Alman siyaseti gereği Sultan II. Abdülhamid'e ve yönetimine destek verilmesinin, ihtilalle birlikte başlayan yeni dönemde sorgulanmasına neden olabileceği endişesi işlenmiştir. Burada Almanya resmi olarak mutlaki yönetimle işbirliği yaparken, İngiltere bu yönetimin muhalifi siyasi hareketi desteklemişti. Dolayısıyla yeni yönetimi, bunun hesabını sormak için Almanya karşısında İngiltere'yi destekleyebilirdi. Bu tehlike, Alman matbuatında ciddi olarak gündeme getirilmiştir. Hatta son sadrazam değişiklikleri dahi bu bağlamda değerlendirilmişti.(1) Böylesi bir tehlikeye karşı tek tesellileri ise, ihlal yapan askeri kadroların Alman subaylar tarafından yetiştirilmesiydi. 1-... Buna göre, 2.Abdülhamid Alman Siyah Kartal madalyası taşıyan ve Alman taraftarı olan Ferid Paşa'yı azlederek, yerine İngiltere taraftarı Said Paşa'yı bu göreve getirmiştir.... (aynı sayfa üst paragraf)
Sayfa 330
Reklam
Bu bilgileri veren muhabir, Jön Türk İhtilâli'nin aslında Ağustos ayı sonlarında patlak vereceğinin tahmin edildiğini iddia etmektedir. Fakat Enver Bey'in tutuklanmasının emredilmesi, bunun üzerine onun firarı, Şemsi Paşa'nın görevlendirilmesi ve ardından katledilmesi gibi nedenlerle erkene alındığını belirtmektedir.
Sayfa 320
Meşruti Yönetime Geçilmesinin Kabul Edilmesi
Sadrazam Said Paşa ve hükümet üyelerini rahatlatan ilk adım II. Abdülhamid'den gelmişti, Sultan, Makedonya'dan gelen talepler karşısında direnmeyeceğini Şifre Kâtibi Esad Bey'e "suyun akıntısına gideceğim" demek suretiyle ilk defa ilan etmişti. Sultan'ın bu karar değişikliği oldukça önemliydi ve Heyet-i Vükela'nın da işini kolaylaştıracak nitelikteydi. II. Abdülhamid, ikinci kâtip İzzet Paşayı huzuruna çağırarak, kesin kararını açıklamadan önce son bir kez Heyet-i Vükela'nın "ne yaptığını" öğrenmek istemişti. Izzet Paşa, "Telgrafnameleri okuyorlar, daha bir karar vermediler" cevabını vermişti. Bunun üzerinde belli bir süre düşünen II. Abdülhamid, en sonunda İzzet Paşa'ya hitaben tarihi kararını şu şekilde açıklamıştı: "Kânûn-i Esâsi'nin ilanı benim zamanımda olmuştur. Bunun müessisi benim; bir müddet hasbe'l-lüzum mer'iyeti tatil edilmişti. Heyet-i Vükela'ya gidiniz, bunları söyleyiniz ve ilanı için mazbatanın yazılmasını irade ettiğimi tebliğ ediniz"
Sayfa 290
Eyüb Sabri Bey'in isyanı ve ardından kuvvetlerini Niyazi Bey'le birleştirmesi ihtilâlin başarılı olmasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu şekilde ciddi ve düzenli bir askerî kuvvet teşkil edilmişti. Meşruti yönetime tekrar ulaşmada son hamle, katledilen Şemsi Paşa'nın yerine Manastır ve çevresindeki mevcut sıkıntılı duruma son vermesi için görevlendiren Müşir Osman Fevzi Paşa'nın esir alınması olacaktı. Cemiyetin bu nihaî kararını alan Eyüp Sabri Bey ve Niyazi Bey, meşruti yönetime geçilmesi yolunda son hamleyi yaparak Osman Fevzi Paşa'nın kaldığı konağı basmışlar ve onu esir almışlardı Böylece Resneli Niyazi Bey'in 3 Temmuz'da dağa çıkmasıyla başlayan 1908 İhtilâli süreci, yine Niyazi Bey'in de dâhil olduğu 23 Temmuz tarihli bir baskın hareketiyle başarılı bir şekilde sona ermiştir. Nitekim aynı günün ilerleyen saatlerinde meşrutî yönetim yeniden ilân edilmiştir. Bu arada Müşir Osman Fevzi Paşa'nın Ferik Şemsi Paşa gibi katledilmemesinin nedeni, kendisinin cemiyete yakın durması veya en azından karşıt olmamasıdır.
Sayfa 280
Şemsi Paşa gibi etkili bir kişinin ve bu olayların bastırılmasında "kuvvetli bir ümid"in böylesine bir suikastla ortadan kaldırılması, öncelikle Sultan II Abdülhamid'i “pek ziyade telaşa” düşürmüştür. Zira II. Abdülhamid'in bu isyan karşısındaki en önemli karşı hamlesi Şemsi Paşa'nın görevlendirilmesi olmuştu. Kendisine çok güvendiği Şemsi Paşa'nın henüz daha görev yerine varmadan bir suikastle katledilmesi, Sultan'ı endişelendirmiştir. Cemiyetin böyle bir suikaste cesaret etmesi, onun kuvvetini göstermesi bakımından önemli bir gösterge idi.
Sayfa 271
Reklam
Şemsi Paşa'nın Katledilmesi
Bu iki telgrafın ardından Şemsi Paşa sırasıyla önce iki tane Mabeyne, bir tane de Elbasan'a ve son olarak üçüncü bir telgrafı yine Mabeyn'e çekmiştir. Yazışma işlerini halleden Şemsi Paşa, Resne'ye kendisini götürecek olan kapının önünde bekleyen faytona binmek için telgrafhaneyi terk etmişti. Paşa dışarı çıktığında etraftan "her cihetten birçok tüfek sesleri işitilmişti." Tam bu sırada Şemsi Paşa, arabasına binmeye hazırlanırken ardı ardına üç el silah sesi daha duyulmuştu. Herkeste bir panik başlamıştı. Şemsi Paşa vurulmuştu ve kanlar içinde yere yığılmıştı. Suikastı yapan fedâi, işini bitirdikten sonra panikten istifade ederek kaçmak isterken, muhafızlar onun arkasından ateş etmeye başlamıştı. Fakat suikastçı yaralı bir şekilde kurtulabilmişti.
Sayfa 266
Bu toplantıya katılan Fethi Okyar, Mülâzim Atif Bey'in söz alarak şunları söylediğini yazmaktadır: "Bunun tek yolu Şemsi Paşa'yı öldürmektir. Aksi halde oluk gibi kan akacak, yüzler, hatta binlerce masum vatan evladı heba olacaktır. Üstelik bu hâl, düşmanlarımıza fırsat verecek, çeteler büyük şehirlere bile saldıracaktır. Ben maddi Manevî mesuliyeti üzerime alarak Şemsi Paşa'yı öldürmeyi teklif ediyorum Sizler bunu kabul ediniz. Ben kararınızı yerine getiririm." Atif Bey'in bu konuşmasını veren Okyar, devamında ise Manyasîzâde Refik Bey'in yerinden fırlayarak gözyaşları içinde Atif Bey'i kucakladığın anlatmaktadır.
Sayfa 264
Mevcut yönetim için böylesine bir önemi haiz ve bölgede etkili olan; cemiyete korku salan Şemsi Paşa'nın öldürülmesi, 1908 Jön Türk Ihtilali'nin başarısı açısından bir dönüm noktası olmuştur. Nitekim O sıralarda Ohri Kaymakamlığı'nda görev yapan Süleyman Kâni de, "cemiyeti büyük felakete, izmihlale uğramaktan kurtaran[...]" gelişmenin, Şemsi Paşa'nın öldürülmesinin olduğuna inanmaktadır. Yine başka bir eserinde, Firzovik Toplantısı hakkında bizzat Galip Bey'le yapmış olduğu bir görüşmede, kendisinin şunları söylediğini belirtmektedir: "Ancak Şemsi Paşa vurulmuş olmasaydı bu işlerin böyle yürüyemeyeceği muhakkaktı. Meşrutiyet inkılâbını Atıf'ın parmağına medyunuz!"1 (1- İrtem, Yıldız ve Jön Türkler, İttihad-Terakki Cemiyeti ve Gizli Tarih, s. 339.)
Sayfa 261
Tikveş ile çevresinde pek de açık olmayan faaliyetlerde bulunan (bulunmuş) olan Enver Bey, 23 Temmuz'da Selanik eşrafından Müftü İbrahim Beyzade Ihsan Namık Bey vasıtasıyla cemiyetten bir haber almış. Bu habere göre, kendisi 23 Temmuz'da Mabeyne bir telgraf çekmesi gerekiyor(du.)Uzunçarşılı, çalışmasında Enver Bey'den çekilmesi istenen telgrafin muhtevası hakkında herhangi bir bilgi vermese de, telgrafın içeriğinin cemiyet tarafından kararlaştırılan Mesurtiyerin 10 Temmuz'da, Miladi 23 Temmuz, ilân edilmesiyle alakalı olması gerektiği üzerinde durmaktadır. 23 Temmuz'da Köprülü'ye gelen Enver Bey, ertesi günü sabah saat 9'da 3 pare top attırarak hükümet konağı önünde Meşrutiyet'i ilan ettirmiştir. Top sesine toplanan ahaliye bir konuşma yapmıştır. Bu şekilde Köprülü'de Meşrutiyet'in yeniden ilân edilmesini sağlayan Enver Bey, Tikveş'e geri dönmüş ve buradan Selanik'e geçerek şehirdeki kutlamalara katılmıştır. Mevcut bilgilere göre, Enver Bey'in 1908 Jön Türk İhtilali sırasında yapmış olduğu faaliyetler tamamıyla bu kadardı...
Sayfa 236
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.