Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sevgi, Suçluluk ve Onarım

Melanie Klein

Sevgi, Suçluluk ve Onarım Gönderileri

Sevgi, Suçluluk ve Onarım kitaplarını, Sevgi, Suçluluk ve Onarım sözleri ve alıntılarını, Sevgi, Suçluluk ve Onarım yazarlarını, Sevgi, Suçluluk ve Onarım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
küçük çocuk o akşam birdenbire babaya, "Baba, gerçekten Tanrı var mı?" diye sorunca, baba "Evet" deyiverdi. Fritz çabucak, "Ama annem gerçekten Tanrı'nın olmadığını söylemişti," dedi. Tam bu sırada anne içeri girdi, hemen ona, "Lütfen anne, babam gerçekten Tanrı vardır diyor, var mıdır?" diye sordu. Anne doğal olarak şaşaladı ve "Ben onu hiçbir zaman görmedim, var olduğuna da inanmıyorum," dedi. Bu noktada eşi yardımına yetişti ve "Bak Fritz, hiç kimse Tann'yı görmedi, onun için de bazı insanlar var olduğuna, bazılan da var olmadığına inanır," diyerek durumu kurtardı. "Ben Tanrı'nın var olduğuna inanıyorum, ama annen olmadığına inanıyor." O ana kadar büyük bir endişeyle önce birine sonra ötekine bakmakta olan Fritz, şimdi neşeyle, "Ben de Tanrı'nın olmadığını düşünüyorum" diye açıkladı. Bununla beraber, kısa bir aradan sonra, görünüşe bakılırsa yine de şüphe dolu olarak, "Anne lütfen, eğer Tanrı varsa o gökte mi yaşıyor?" diye sordu.
Annesi bir şey almaya gitti ve geldiğinde onu kendi kendine şarkı söylerken buldu. Odaya girince o, şarkı söylemeyi bırakıp annesine çok yakından baktı ve "Eğer sen şimdi bana şarkı söylemememi söyleseydin, ben şarkı söylemeyi kesmeliydim değil mi?" dedi. Annesi ona, böyle bir şeyi asla söylemeyeceğini; çünkü onun, belli bir sebeple izin verilemeyecek şeyleri yapmak dışında, istediği her şeyi her zaman yapabileceğini örnekler vererek anlattığında, ikna olmuş göründü.
Reklam
Yas tutan kişi, sevilen ve yitirilen kişiyi kendi benliğinin içi­ne yerleştirmeyi başarır; oysa melankolik kişi bunu beceremez.
Sayfa 272Kitabı okudu
Mutlu deneyimler, sevgi ve güveni artırırken, korkuları azaltır; bu da ço­cuğun depresyon ve kayıp duygusuyla başetmesine yardım eder. Çocuk, bu deneyimler sayesinde, iç gerçekliğini, dış gerçeklik dolayımıyla test ediyordur. "lyi" nesnelerini ve benliğini koruyabileceğine ve sürdü­rebileceğine dair inancı artmıştır.
Sayfa 261Kitabı okudu
Bilinçdışımızın de­rinliklerinde, anne babalarımıza yönelik hislerimizi yakınmalardan bir ölçüde arındırıp katlanmak zorunda kaldıgımız engellenmeler için onları bagışlarsak kendimizle barışık olabilir ve başkalarını kelimenin tam anlamıyla 'sevebiliriz.'
Sayfa 258Kitabı okudu
İçimizdeki öfkeden o kadar çekiniriz ki, en güçlü savunma mekanizmalarından birini kullanır, öfkemizi başkalarına yükleriz, yani yansıtırız.(...) Öfke bizi zihnimizde korkutucu figürler oluşturmaya yönelttiğinden, diğer insanlara kaba ve kötücül özellikler atfetmeye eğilimli oluruz. Bu arada, böyle bir zihinsel tutum diğer insanlann bize karşı gerçekten de kaba ve şüpheci davranmalarına sebep olur.
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
Tahakküm etme ve yakınma, aşırı ta­lepte bulunmaya yol açar, arkadaşlığı bozar. Aslında aşırı güçlü heyecanların tamamı ar­kadaşlığı zayıflatır. Bu durum ne zaman gerçekleşse, psikanalitik inceleme sonucunda, ön­ceki doyurulmamış arzuların, şikayetlerin, açgözlülüğün veya kıskançlığın gün yüzüne çıktığı görülür. Duygunun gücünü ta­mamen dışlamayan, heyecansal açıdan dengeli bir ortam arkadaşlıkta başarının temelidir. Eger beklentimiz çoksa, meselâ arkadaşımızın önceki yoksunluklarımızı gidermesini bek­liyorsak, arkadaşlığımızın başarılı olması pek mümkün olmayacaktır. Böyle aşırı taleplerin büyük bir kısmı bilinçdışıdır ve bu yüzden akılcı bir yolla üstesinden gelinemez.
Sayfa 250Kitabı okudu
Kişi önceki sorunlarının doğasını tam anla­yamadan veya bu sorunların hangi yollarla çözüldüğünü fark etmeden yeni arkadaşlıklar bunların çözümlenmesine yardımcı olur. Bütün bu vesilelerle onarım eğilimlerine olanak sağlanır, suçluluk duygusu azaltılır, kişinin kendine ve diğerlerine duyduğu güven artar.
Sayfa 247Kitabı okudu
'Sadakatsizlik'
Sevilen kişiyi tekrar tekrar terk etmek; bu kısmen, bağlanma korkusundan kaynaklanır. Bu yolla, çok sevilen biricik nesnenin vazgeçilmez olmadığını kendine tekrar tekrar ispatlar, çünkü tutkuyla ama yüzeysel duygularla yaklaştığı başka bir kadın her zaman bulabilir. Çok çeşitli sebepler yüzünden, sevilen kişinin ölmesinden korktuk­ları için sevdiklerini reddeden veya sevgilerini bastıran ve inkar edenlerin tersine, böyle yapmak onun elinden gelmez.
Sayfa 243Kitabı okudu
Sevilen kişinin kaybedileceği şeklindeki bilinçdışı korku aşırı bağımlılığa yol açar. Bu tür korkular yüzünden artan açgözlülük, böyle bir tutuma özgü bir öğedir ve kişinin bağımlı olduğu insandan olabildiğince çok yararlanmasıyla ifa­de edilir. Aşırı bağımlılık davranışının başka bir öğesi de sorumluluktan kaçmaktır: Kişi­nin kendi hareketlerinden, hatta bazen düşünce ve fikirlerinden öteki sorumlu tutulur. Aşırı bağımlı insanlar suçluluk duygusuna ve çeşitli korkulara karşı destek olacak sevgiye çok ihtiyaç duyarlar.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Annenin ölümü insanın kendi ölümünü çağrıştırır. Bu his ve düşlemlerin çok güçlü olduğu durumlarda, sevilen kişilerle kurulan bağ ezici bir yük haline gelebilir. Birçok insan bu zorlukları aşmak için sevme yetilerini azaltırlar, inkâr eder veya bas­tırırlar ve bütün güçlü heyecanlardan kaçınırlar. Bazıları da sevginin tehlikelerinden ka­çabilmek için insanların yerine çoğunlukla başka şeyleri koyarlar.
Sayfa 242Kitabı okudu
Bir annenin çocuklarını sevme ve anlama kapasitesi, özellikle, çocuklar ergenlik döne­mine geldiğinde sınanır.
Sayfa 240Kitabı okudu
Anne kendini çocuğun duygularına fazla kaptırmaz ve onunla fazla öz­deşim kurmazsa çocuğuna rehberlik ederken aklını en yaratıcı biçimde kullanabilir. Böyle­likle çocuğunun gelişimini ilerletme imkanından tam bir doyum sağlar. Annenin doyumu, kendi annesinin onun için yaptığı veya yapmasını istediği şeyleri kendi çocuğu için yapma düşlemleriyle artırılır.
Sayfa 240Kitabı okudu
Özdeşim kendini ta­mamen feda etme tutumuna dönüşebilir ve bu da çocuk için son derece zararlıdır. Anne­sinin sevgiye boğduğu, karşılığında hiçbir şey beklemediği bir çocuğun bencil biri haline geleceği iyi bilinir. Sevme ve başkalarını önemseme yetisindeki eksiklik, bir dereceye ka­dar, çok güçlü suçluluk duygularını gizlemektedir. Annenin çocuğa aşırı düşkünlüğü suç­luluk duygularının artmasına neden olur ve çocuğun kendi onarım eğilimlerine, bazen öz­veride bulunmasına ve başkalarını gerçekten düşünebilmesine yeterli imkan tanımaz.
Sayfa 240Kitabı okudu
Bazı insanlar çok da önemsemedikleri kişiler tarafından takdir edilmediklerinde bile üzülüverirler. Bunun sebebi bilinçdışı zi­hinlerinde insanların onları değersiz bulacağını düşünmeleridir ve soğuk bir karşılanma onlarım değersizlik kuşkularını onaylar.
Sayfa 233Kitabı okudu
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.