Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şeytan Tangosu

Laszlo Krasznahorkai

Şeytan Tangosu Sözleri ve Alıntıları

Şeytan Tangosu sözleri ve alıntılarını, Şeytan Tangosu kitap alıntılarını, Şeytan Tangosu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük meseleler hep basit olur.
Sayfa 116 - Can Yayınları
Reklam
…gerektiğinde yeniden yaratılmak için hiçliğe dönüşecekti.
Sayfa 287 - Can Yayınları
Dur durak bilmeden körelen umudun kurtuluş için asıl tehlikeyi oluşturmadığından emindi, dahası aslında onları bir arada tutan tam da bunlardı, çünkü talihsizlik ve yokoluş arasındaki yol uzundu, ama burada, sonunda, artık yenilgiye uğramanın bile olanağı yoktu.
Yaşam olan her şeyden uzakta, bir yokoluşun içinde kıvranıyorsunuz… planlarınız peş peşe fiyaskoyla sonuçlanıyor, düşleriniz kör bir şekilde un ufak oluyor; sizlerse asla gerçekleşmeyecek bir tür mucizeye inanıyor, sizi buradan çekip çıkaracak bir çeşit mesihe bel bağlıyorsunuz… Oysa biliyorsunuz ki, artık inanılacak bir şey yok, artık bel bağlanacak bir şey kalmadı; çünkü geçip giden yıllar, öyle değil mi, üstünüze o kadar büyük bir ağırlıkla çökmüş ki, bayanlar, baylar, bu imkansızlığınıza yeniden hükmedebilme olanağınızı mutlak olarak yitirmişsiniz gibi görünüyor ve bu, boğazlarınızı günden güne daha bir güçlü sıkıyor, artık yavaş yavaş soluk bile alamıyorsunuz…
Sayfa 206 - Can Yayınları
İnsan, sessizliği önce yalnızca ürkütücü olarak hisseder, kıpırdamaz, korunabileceğini umut ettiği bir kuytuda büzüşür, çiğneme ızdıraba, yutma işkenceye dönüşür, ondan sonra artık çevresindeki her şeyin ağırlaştığının, alanın bir kat daha daraldığının ayırdına bile varamaz hale gelir ve en dehşet verici olansa geri çekilirken baş gösterir: hareketsizlik.
Reklam
Bugüne kadar sadece fiyaskonun kaçınılmaz olduğunu sanırdı hep, oysa şimdi artık kazanmanın kendisinin de dayanılmaz olduğunu biliyordu, çünkü korkunç boğuşmalarındaki utanç verici olanın, boğuşmalarında onun üstte kalması değil, yenilgi olanağının bulunmamasıydı.
Bu Ekim sonu gecesinin tek bir nabız atışı vardı: Ağaçlarda, yağmurda, çamurda, alacakaranlıkta, ağır ağır çekilen karanlıkta, silikleşmiş gölgelerde, yorgun kaslarda, sessizlikte, insana ait nesnelerde, dalgalanan taş yolun kıvrımlarında, sözle ve hayalle ulaşılamayacak düzene göre bambaşka, acayip bir ritimle atıyordu; saçlar bedenden dökülen dokulardan farklı bir tempoya uymuş, büyüme ve çöküş ayrı ayrı yönlerde ilerliyordu; yine de yankılanan şu binlerce patırtı, tutarsız depreşip duran şu gece gürültüsü, görünüşe göre çaresizliğin üstünü örtmek için meydana gelmiş süratin öğeleriydi.
Bellek, işlediği sürece öylesine kolayca kanatlanıp uçuşan “şimdisini varlığa yükseltmek,” “kesinlik” ile doldurmak için bu düzenin diri yasa liflerini olayların serbest dokusunda geçerli kılarak, insanı mesafeler arasında kendi yaşamına özgürlükle değil, bir mal sahibinin böbürlenen memnuniyetiyle köprüler kurmaya zorluyor; böylece işte şimdi, anımsamanın ilk seferinde bütün olup bitenleri daha çok ürkütücü hissediyordu.
Bu ölümcül maceranın ürkütücü anısı gözlerinde silinmesi mümkün olmayacak biçimde hep kalacaktı, bununla son hareketi de içinden zorla söktürsün diye.
Reklam
Çoğu zaman duyuyorum..
“amansız rüzgâr uğultusunun yerini bıraktığı sessizliğe artık boşuna kulak kabartıyor, kendi boğuk kalp atışlarından başka hiçbir şey duymuyordu”
Bir insanın neden ölmesi gerektiğini anlamadığımdan değil, daha çok bir insanın neden yaşaması gerektiğini anlamıyorum.
Bu adi, kepaze insanlara kendisini yeni çirkef tasarılarının hedef tahtası olarak seçme fırsatı veren dünyaya karşı sınırsız bir nefret duyuyordu.
Demin benimle bir böcek arasında, bir böcek ve bir akarsu arasında, bir akarsu ve üstünde yay çizen bir çığlık arasında hiçbir türden bir farkın olmadığını anladım. Her şey bağımlılık ve zamansız, yaban bir salınımın zorlamasıyla bomboş ve anlamsızca işliyor ve bizleri duygularımızın daimi başarısızlıkları değil, kendimizi sefaletin oyuklarından çırpınıp çıkarabileceğimize dair o aralıksız inançla sırf hayal gücümüz ayartıyor. Kaçış yok.
Madem durum böyle; benim hatam işi bekletmem olsun.
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.