Atölyemde o sabah başladığım resmin önünde buluyorum kendimi. Şuraya bir kırmızı, oraya bir yeşil sürerken görüyorum ki boşuna beklemişim otobüsü. Atölyede, otobüsü beklerken dışarda çalıştığım bir resme eklemeler çıkarmalar yaparken, gecenin bir saatinde bir de bakıyorum, bir otobüs geçiyor resmin içinden. Ama durdurmuyorum otobüsü. Bir selam veriyorum, o kadar. O gittiği yere gitsin, resmin gideceği yere.