Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şir-i Kadim

İskender Pala

Şir-i Kadim Gönderileri

Şir-i Kadim kitaplarını, Şir-i Kadim sözleri ve alıntılarını, Şir-i Kadim yazarlarını, Şir-i Kadim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
Fuzuli
Beni candan usandırdı, cefâdan yâr usanmaz mı? Felekler yandı âhımdan, murâdım şem'i yanmaz mı ?
Koca Ragıp Paşa
Herkes kendi hâlini en kötü hâl zanneder Koca Ragıp Paşa'nın deyimiyle, Sorsalar mağdurunu gaddâr kendin gösterir
Fuzuli
Dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn Derd çok hem-derd yok düşmen kavî tâli’ zebûn
Yavuz Sultan Selim
Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek
Reklam
Avnî'den
Bâde-i nâb ile buldu rûh-ı cânân revnak Gûyiyâ güller ile buldu gülistân revnak (Sevgilinin yanağı (içtiği)saf şarabın (etkisi ve rengi ) ile canlılık ve parlaklık kazandı. Sanılır ki (açılan) güller ile gül bahçesine bir güzellik geldi (Şarap dedigi,bildiğimiz üzüm suyuyla yapilan şarap değil tabi ,Allah aşkının insana verdiği huzuru ve derinliği ifade eden bir metafordur Divan edebiyatında bu tür metaforlar oldukça fazladır )
Fânîst cihân der-o vefâ nîst Bâkî heme Ost cümle fânîst -"Dünyadaki her şey geçicidir ve hiçbir şeyin de vefası yoktur. Baki olan yalnızca O'dur, gerisi fânidir." *Bakî
Sayfa 125 - Kapı Yayınları - 12. BaskıKitabı okudu
Efsaneye göre Kaknüs, gayet büyük bir kuş olup rüzgar estikçe çok delikli gagalarından çeşit çeşit sesler çıkarmış. Hindistan'da bulunduğuna inanılan bu kuş çeşitli renk ve şekillerle süslü imiş. Gagasındaki 360 delik vasıtasıyla çıkardığı sesler sonucu etrafına toplanan kuşları avlayarak geçinirmiş. Bu sesler o denli yanık ve etkili olurmuş ki, duyanların bağrı yanar ve onu dinlemekten kendilerini alamazlarmış. Kaknüs'ün ömrü yalnızca bir yıl imiş. Yaşının sonuna geldiği zaman çalı çırpı toplayıp üzerine çıkarak ötmeye başlarmış. Ötüşü kendisini de coşturunca kanatlarını çırpmaya başlar, kanıtların çıkardığı kıvılcımlardeian otlar tutuşur ve birlikte parlak bir alevle yanarlarmış. Geride kalan küllerden bir yumurta ortaya çıkar ve bir yavru yaparmış. Bu yavru bir yıl yaşayacak olan yeni Kaknüs kuşu imiş. Eski musiki bilginleri bu kuşun gagasından ve ağzından çıkan seslerden esinlenerek musiki ilmini icat etmişler. Bu nedenle Kaknüs'e "Musikâr" da denilir. Ancak bu kuşun daha çok anıldığı yönü yanmasıdır. Ataî'nin: "Dimâğı duhân ile fânûs-veş Yanar âteşe durma Kâknüs-veş" ve Beliğ'in: "Âteş-i aşkı nasıl söndüreyim dilde aceb Per salıp kendi yakar cismini nâra Kaknûs" beyitlerinde olduğu gibi.
Sayfa 110 - Kapı Yayınları - 12. BaskıKitabı okudu
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.