Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri

Charles Panati

En Eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri sözleri ve alıntılarını, en eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüzyıllar boyunca insan, hayatın kaynağı olan ruhun kafanın içinde yer aldığına ve bir hapşırığın kazara bu yaşam gücünü kovabileceğine inandı. Bilhassa ölüm yatağındaki bir hastanın hapşırığı bu şüpheyi kuvvetlendiriyordu. Hapşırmamak için elden gelen her şey yapılırdı. Kasıtsız veyahut bastırılmamış bir hapşırık ise hemencecik iyi şans ilahileriyle karşılanırdı.
At nalı her şekilde asılamazdı. Şans bitip tükenmesin diye nalın uçları yukarda olacak şekilde asılırdı.
Reklam
Bir bebeğin sıklıkla dünyaya, başparmakları yumruklarının içerisine sıkıştırılmış olarak geldiğini gözlemlediler. Bebek çevresindeki uyarıcılara tepki verdikçe başparmaklar yukarı dönük halde serbest bırakılıp eller yavaşça açılır. Ölüm esnasında ise sanki bir çemberi tamamlarmışçasına eller aşağı dönük başparmakları kapatarak büzüşür. Dolayısıyla Romalılar için “başparmaklar yukarı” yaşamın teyidiyken “başparmaklar aşağı” ölüme işaret etmekteydi.
Peki, bu “triskaidekaphobia” olarak bilinen on üç sayısı korkusu nerden çıktı? Bu kavram en azından Hıristiyanlık öncesi İskandinav mitolojisine kadar uzanıyor. Valhalla’da on iki tanrının davetli olduğu bir ziyafet vardır. Kötülük ve kavga tanrısı olan Loki buraya davetsiz geldiğinden sayıyı on üçe çıkarmış olur. Loki’yi ziyafetten defetmek adına başlayan mücadelede ise en sevilen tanrı olan Balder öldürülür. Bu, on üç sayısını kuşatan uğursuzluğa göndermede bulunan en eski yazılı kaynaklardan biridir.
Cuma yani İngilizce Friday, ismini özgür ruhlu aşk ve bereket tanrıçası Frigga’dan almaktadır.
MS 600’lerde de Muhammed peygamber kucağında bir kediyle beraber vaaz verirdi.
Reklam
Sezar’a saygı öyle bir boyuttaydı ki mülkiyet, evlilik veya suç ile alakalı ciddi davalar bile yazı tura atmayla rayına oturtuluyordu.
Romalı yazar Petronius, Satriycon’da özel ödenek olarak salarium ismindeki tuz payı kendilerine ödenen (İngilizce “gelir” anlamındaki “salary” kelimesinin kökeni budur) Romalı askerleri aşağılamak için kullandığı “tuzuna değmez” (not worth his salt) sözü “beş para etmez” deyiminin babasıdır.
Sevgililer günü (Azîz Valentin ) kökeni
Katolik Kilisesi’nin popüler bir pagan bereket törenini, lanetlemeye ve de bu uğurda ölenlerin başlarını vurarak gizlemeye yönelik teşebbüsü bu âşıklar bayramının kökenini teşkil eder.
Jül Sezar’ın zamanında Romalı tarihçiler el hareketlerinin açıklamalarını ilk kez yazılı halde sundu. Bir bebeğin sıklıkla dünyaya, başparmakları yumruklarının içerisine sıkıştırılmış olarak geldiğini gözlemlediler. Bebek çevresindeki uyarıcılara tepki verdikçe başparmaklar yukarı dönük halde serbest bırakılıp eller yavaşça açılır. Ölüm esnasında ise sanki bir çemberi tamamlarmışçasına eller aşağı dönük başparmakları kapatarak büzüşür. Dolayısıyla Romalılar için “başparmaklar yukarı” yaşamın teyidiyken “başparmaklar aşağı” ölüme işaret etmekteydi.
132 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.