Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri

Charles Panati

En Eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri Gönderileri

En Eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri kitaplarını, en eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri sözleri ve alıntılarını, en eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri yazarlarını, en eski Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jül Sezar’ın zamanında Romalı tarihçiler el hareketlerinin açıklamalarını ilk kez yazılı halde sundu. Bir bebeğin sıklıkla dünyaya, başparmakları yumruklarının içerisine sıkıştırılmış olarak geldiğini gözlemlediler. Bebek çevresindeki uyarıcılara tepki verdikçe başparmaklar yukarı dönük halde serbest bırakılıp eller yavaşça açılır. Ölüm esnasında ise sanki bir çemberi tamamlarmışçasına eller aşağı dönük başparmakları kapatarak büzüşür. Dolayısıyla Romalılar için “başparmaklar yukarı” yaşamın teyidiyken “başparmaklar aşağı” ölüme işaret etmekteydi.
Lastiği aynı anda kuru, yumuşak ve esnek yapmanın sırrını ise bir mutfak kazası sonucu Amerikalı hırslı mucit Charles Goodyear keşfetti. Charles Goodyear sülfürün lastiği “iyileştirdiğini” veya “vulkanize ettiğini” keşfetmişti. Vulkanizasyon işlemini eksiksiz hale getirmek için ilâve deneylere gereksinim vardı. Ancak Goodyear’ın parası suyunu çekmişti. Zamanının ve birikimlerinin büyük bir kısmını daha iyi bir lastiğin peşinde tüketmişti. Goodyear, karısı ve beş çocuğuyla beş parasız, yiyecek ve barınma için akrabalarına muhtaç bir halde yaşamaktaydı. Ailesine ait ne varsa hatta çocuklarının okul kitaplarını bile ya satmış ya da rehin bırakmıştı. 1855’te kaleme aldığı “Lastik ve Çeşitleri” kitabında kendini haklı çıkarır nitelikteki şu satırlara yer vermişti: “başarının kesinliği ciddi ölçüde fedakârlığı gerektirdi.” Ancak Goodyear ticari anlamda başarıya ulaşamadı. Borçları nedeniyle hapse atıldı. 1860’ta öldüğünde ise, ailesine faturalardan ve kredi ödemelerinden oluşan 200,000 dolarlık bir borç bıraktı.
Reklam
Ortaçağ’ın sonlarına kadar banyo ve genel anlamıyla temizlik çok az biliniyor ya da takdir ediliyordu. O zamanların Hıristiyan inancı bedenin her yönünün mümkün olduğu kadar köreltilmesini savunmaktaydı. Tüm vücudun yıkamanın da bedeni teşhir ettiğinden ayartmayı beslediğine ve dolayısıyla günah olduğuna inanılmaktaydı. Bu görüş Avrupa’nın çoğu yerinde hüküm sürmekteydi. Kişi vaftiz edildiğinde suya daldırılarak yıkanırdı ve ondan sonra yıkanması çok nadir söz konusu olurdu. Zenginler kendilerini parfüme boğarken fakirlerin payına leş gibi kokmak düşerdi.
“Druidler tapınma mekânı olarak sıklıkla meşe ormanlarına giderlerdi. Dört yapraklı yoncaya sahip kişinin etrafı çevreleyen şeytanları görebilir hale geldiğine ve sihirli sözcükler aracılığıyla bunların uğursuz etkilerini önleyebileceğine inanırlardı.”
“Başparmaklar yukarı”nın Mısır versiyonu umut ya da zaferi işaret ederken, “başparmaklar aşağı” kötü niyet ya da yenilgi anlamına gelmekteydi.”
“Bebek çevresindeki uyarıcılara tepki verdikçe başparmaklar yukarı dönük halde serbest bırakılıp eller yavaşça açılır. Ölüm esnasında ise sanki bir çemberi tamamlarmışçasına eller aşağı dönük başparmakları kapatarak büzüşür. Dolayısıyla Romalılar için “başparmaklar yukarı” yaşamın teyidiyken “başparmaklar aşağı” ölüme işaret etmekteydi.”
Reklam
136 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.