Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi Sözleri ve Alıntıları
Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi sözleri ve alıntılarını, Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi kitap alıntılarını, Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sömürgeci, sömürgeleştirilenin "insanlıktan çıkarılması" çabasını sistematik olarak sürdürerek, yani sömürge aygıtıyla her gün biraz daha özdeşleşerek, kendini aklayabilir ancak.
Sömürgeleştirilen nasıl kendisini bu kadar acımasızca inkar eder ve gene de bu kadar aşırı taleplerde bulunabilirdi? Nasıl hem sömürgeciden nefret edip hem de ona bu kadar tutkuyla hayran olabilirdi (ben bile bu hayranlığı ister istemez hissediyordum)?
Bir halkın mirası kuşaktan kuşağa başka hangi yolla devreder ? Çocuklarına verdiği eğitim ve dille , yani yeni deneyimlerle sürekli olaraktan zenginleşen o harikulade birikim yoluyla. Böylelikle, gelenek ve kazanımlar, alışkanlık ve fetihler , önceki kuşakların başarıları ve yaptıkları işler miras olarak kalıp tarihe mal olur.
Ancak sömürgeleştirilen çocukların çok büyük bir çoğunluğu sokaklardadır. Bir okula kabul edilecek kadar olağanüstü iyi şansı olan çocuk ise ulusal olarak kurtarılmış olmayacaktır. Ona verilen bellek tabii kendi halkının belleği değildir. Ona öğretilen tarih kendi tarihi değildir. Başka bir deyişle, kendisi, olmadığı bir şeye atfen vardır.
Sömürge ayrıcalığı yalnızca ekonomik değildir. Sömırgeciyle sömürgeleştirilenin yaşamını gözlemleyince, sömürgeleştirilenin her gün yaşadığı aşağılamanın, nesnel boyunduruğunun salt ekonomik olmadığı hemen keşfedilir.
Bu yüzden sömürgeleştirilenler, sömürgeci topluma karşıt olarak kendi birliklerini yeniden bulmalıdırlar. Dışlanan insanlar, kendi dışlanmalarını ulusal benlik adı altında üstleneceklerdir: sömürgeleştirilenlerde yurtseverliği yaratan sömürgeciliktir. Ezen sistem tarafından hayvan düzeyinde tutulan yerlilere hiçbir hak verilmez, yaşama hakkı bile. Durumları her gün daha da kötüleşir. Bir halkın nasıl öleceğine karar vermekten başka çaresi yoksa; bir halk kendisini ezenlerden sadece umutsuzluk hediye almışsa, kaybedecek neyi olur? Bu halkın bahtsızlığı cesareti haline gelir; sömürgeciliğin onun karşısına çıkardığı sonsuz reddi, sömürgeciliğin mutlak reddine çevirir. Proletar yanın sırrı, Marx'ın bir zamanlar dediği gibi, burjuva toplumunun yıkımını kendi içinde taşımasıdır.