"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada 'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım." İyi ki yazdın Sait Faik .. En son şımarık bir ortaokul çocuğuydum onu okuduğumda, bir öykü yarışmasına hazırlanıyordum, 100 temel eser’de bulunduğu için babacığım tutuşturmuştu elime “okumadan yazamazsın, önce oku” diye .. Sait Faik bir öykü adamı evet ama şöyle şairane betimlemeleri var ki su gibi berrak .. Son kuşlar da insana huzur veren ne ararsanız var, Başta Ada.. Deniz, doğa, kır kahvesi, iyi bir arkadaş ve onunla yerli yersiz havadan sudan edilen sohbetler.. Eskiden canım sıkkın olunca önce Allah’a, sonra 90’lar pop’a sığınırım derdim, bir liman daha buldum .. Adı Sait Faik.. “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” diyen bir adam, kötü yazmış olabilir mi ? Okunsun .. Keyifli olsun, verimli olsun..