Sarsıcı, umutsuz bir distopya... Her türlü üretimin, yardımın durduğu umutsuz bir ülke, evsiz barksız insanların hırsızlık yaparak yiyecek bulmaya çalıştığı, ölümü tek kurtuluş gördüğü, artık çocukların doğmadığı bir yer. Anna abisini aramak için bu kente gelmiş, çöplerin arasında bulduğu eski nesneleri satarak geçinmeye çalışıyor, dostluğu ve aşkı da buluyor abisini ararken. Karabasan gibi bir öykü, aslında uzun bir mektuptan oluşuyor eser.