Gökyüzünün yanılması ne kadar yakarsa canımı / bir çocuğun ölümü boğazımdaki kuruluk / kuşun kafese kapatılması elleri bağlayan endişe / dile varmayan her söz bir kısa çizgi daha ömrüme / gidip göğü ateşe vermeyi ne de güzel düşündüm / gidip de denizleri serbest bırakmayı istedim / yeryüzü dizlerime düştü sandım / ateş kendini suya bıraktı / k - a - o - s / dâhil edilin toprağa(!) / yağmur öyle duyulur, hissetmek öyle gürleşir; kuşların ötüşü, rüzgârın şiddeti, elmanın düşüşü topraktan devşirme ince bir perdeden duyulunca / yanılan düşümdü / yanılmakla söndürüldü.