En Beğenilen Sosyolojik Yöntemin Kuralları Gönderileri
En Beğenilen Sosyolojik Yöntemin Kuralları kitaplarını, en beğenilen Sosyolojik Yöntemin Kuralları sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Sosyolojik Yöntemin Kuralları yazarlarını, en beğenilen Sosyolojik Yöntemin Kuralları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün bizim istifade ettiğimiz düşünce özgürlüğü, bu düşünce özgürlüğünü kısıtlayan önceki kurallar ihlal edilmemiş olsaydı bugün toplumumuzda asla var olmazdı.
Hastalıklar bizi her zaman çaresiz, ne yaptığını bilmez bir duruma sokmaz ve bizi her zaman üstesinden gelinemeyen bir uyumsuzluk durumunda bırakmaz, bizi sadece diğer insanların çoğundan farklı bir uyum tarzına zorlar. Hatta, nihayetinde bizim için yarar sağlayabilecek bazı hastalıklara bile rastlanabilir. Örneğin, aşı yoluyla kendimize gönüllü olarak bulaştırdığımız çiçek hastalığı gerçekten de bir hastalıktır, fakat öte yandan bu hastalığı bu şekilde kapmak uzun vadede bizim yaşama şansımızı artırmaktadır. Böyle bir hastalığın ortaya çıkarabileceği küçük ve geçici hasarların, bu hastalığın uzun vadede sağlayacağı bağışıklılıkla kıyaslandığında oldukça önemsiz kalacağı söylenebilir.
Suç zorunlu bir olgudur. Suç toplumsal hayatın temel koşullarına bağlıdır ve bu bağlamda da aslında yararlı bir olgudur; çünkü suçun bağlı olduğu koşulların kendisi ahlakın ve hukukun olağan evriminin gerçekleşmesinde vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
Toplum, bireyi hem zamansal hem de uzamsal olarak sınırsız biçimde aştığından, ona otoritesince uygun gördüğü davranış ve düşünce biçimlerini dayatması gayet anlaşılır bir şeydir.
Hobbes ve Roussuau, toplumu, gerçeklikle hiçbir bağı olmayan ve deyim yerimdeyse boşlukta sallanan uzlaşmacı bir anlaşma olarak görürken, bu düşünürler toplumun kuruluşunun insan ruhunun temel içgüdülere dayandığını iddia etmişlerdir.
Comte, insan türlerinin ilerlemesinin temel itkisini, "insanı sürekli olarak bütün açılardan koşullarını iyileştirmeye dolaysızca sevk eden temel bir eğilimle" ilişkilendirirken, Spencer bu itkiyi daha fazla mutluluk ihtiyacıyla ilişkilendirmiştir.
Bilimin ortaya koyduğu yasalar bireyin gerçekçiliğini daha mükemmel ifade ettikçe bilimin pratik yetersizliğinin tamamen ortadan kalkabileceğini söyleyebiliriz.