En Beğenilen Stratejik Derinlik kitaplarını, en beğenilen Stratejik Derinlik sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Stratejik Derinlik yazarlarını, en beğenilen Stratejik Derinlik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzun araştırmalarım sonucu yeni yıl için okuma listem hazır. 🥳Tavsiyelerini aldığım arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ederim. 🙏🤗 İsteyen yararlanabilir 🤹♂️
Bilim;
1.
Kimlik bunalımı yaşayan ve bunalımı bir kültür buhranı haline dönüştüren toplumlar psikolojik, sosyolojik, siyasi ve ekonomik dalgaların kıskacında bir stratejik açmaz içine düşerler.
Kitabı okuduğumda ülkemizin yapabileceklerini ve gücünü yanlış değerlendirmiş ve hayal dünyasında yaşıyor demiştim.
Şansıma başbakan oldu. Ve hala hayal dünyasında yaşıyor demeye devam etmiştim. Ve parti de baya değişik gözle bakılmıştım.
Zaman ne yazıkki beni haklı çıkarttı. Çevrem bilir bu kitap ve hoca hakkındaki fikirlerimi yani şimdi makamı kaybetti diye sallamıyorum
İşin gırgırı bir yana hocamız dış politika danışmanıyken gayet iyiydi ama politika akademisyenlerin rahatlıkla başarı sağlayabileceği bir alan değil.
Ve bir siyasal danışmanın asla politikaya girmemesi gerektiğinin canlı kanıtıdır kendisi. Aynı hataya düşmeyen İbrahim Kalın da alkışı hak ediyor.
Hocamızı politikaya girmesi konusunda gömdükten sonra hayal dünyası konusuna gelirsek.
Dış politikada bir ülkenin ilgi alanı ve etki alanı doktrinini bir kenara bırakıp ülkemizin şuan için gücü yetmeyeceği alanlara sürüklenmesi gerektiğini baya baya samimiyetle inanarak yazmış. İşin kötü tarafı hocamıza icradan bir makam verilince bunun peşinden koşturdu.
Elbette geçmişe nazaran bir hayli güçlendik ama kitapta hocamızın hayal ettiği dünyayı ancak Muhteşem Süleyman kurabilirdi. O ayrıntıyı es geçmiş.
Ez cümle: Uluslararası ilişkiler 1. sınıf öğrencisinin daima aklında olan ilgi alanı etki alanı kuralını hocamız unutmuş tedavülden kaldırmış.
Yeni parti vs kuracakmış yolu açık olsun Davutoğlu harikalar diyarını kurmak için baya bir yolu var
Türkiye’nin deniz gücü konusunda sürdüregeldiği zaaf kendisini en çarpıcı şekilde II. Dünya Savaşından sonraki düzenlemelerde göstermiştir. 1944 yılında Oniki Ada’yı terk etmek zorunda kalan Almanların, dönemin Türk hükümetinin bu adaları almasını teklif etmeleri karşısında bu talep için İngilizlerden onay alma yolunu tercih eden hükümetin İngilizlerin reddi karşısında bu adalara karşı kayıtsız kalması, Türkiye’yi Ege’ye çıkamaz hale getiren gaflet zincirinin en önemli halkasıdır.
Balkanlarda yıkılan her cami, eksilen her islami müessese, kültürel anlamda yok olan her Osmanlı gelenek unsuru Türkiye'nin bu bölgedeki sınır ötesi etkinliğiden sökülen birer temel taşıdır.
Çarpıcı bir kıyas ile ortaya koymak gerekirse, şu anda geçerli olan Türkiye-İran sınırının tarihi (1639 Kasr-ı Şirin) bile ABD'nin tarihinden (1774) ve Alman birliğinin sağlanmasından (1871) daha eskidir.
Kimlik bunalımı yaşayan ve bunalımı bir kültür buhranı haline dönüştüren toplumlar psikolojik, sosyolojik, siyasi ve ekonomik dalgaların kıskacında bir stratejik açmaz içine düşerler.
Tarihte edilgen değil etken olmak, tarihi okumak değil yazmak ideal ve iddiasındaki her toplum, önce içinde bulunduğu sabit veriler olan zamanı ve mekanı yeniden yorumlamak zorundadır. Mekan açısından bakıldığında kimi toplumlar sadece belli bir coğrafyaya aittir. Bu toplumların o coğrafyadan diğer mekanlara açılımı sadece istila ve sömürgeleştirme hedefine yöneliktir. Yayıldıkları mekandaki toplumlarla kaynaşma ve birlikte bir coğrafyayı paylaşma idealleri yoktur. Kendi coğrafyaları mutlak merkez, diğer bütün coğrafyalar ise mutlak periferidir. Belli bir dünya görüşünü de yansıtan bu mekan anlayışının en son ve tipik misali başta İngiliz ve Fransız sömürgeciliği olmak üzere Batı yayılmacılığıdır.
Gittikçe yoğunlaşan bu teknolojik savaş gelecekteki ekonomik, siyasi ve askeri savaşlarında kaderini belirleyecek nitelikler taşımaktadır. ABD'nin birçok büyük cephede sürdürmekte olduğu bu savaş aynı zamanda Amerikan hegemonyasının gelecek yüzyıldaki kaderini de ortaya koyacaktır.