Sultanların İhtişamı Sözleri ve Alıntıları
Sultanların İhtişamı sözleri ve alıntılarını, Sultanların İhtişamı kitap alıntılarını, Sultanların İhtişamı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1869’da, eski Sadrazam Fuat Paşa, Nice’ten Sultan Abdülaziz’e şöyle yazmaktaydı: ''Sultanların imparatorluğu tehlikededir. İster siyasi olsun, ister askeri, tüm kurumlarımızı değiştirmeliyiz ve Avrupa tarafından geliştirilmiş yeni kanunları ve araç gereçleri benimsemeliyiz.”
Sayfa 6Kitabı okudu
Yıldız Sarayı
Otuz yıl boyunca Yıldız Sarayı, sultan ile tebaası için dünyanın merkeziydi. O zamanki İstanbul sınırında olan Yıldız muhteşem İslam saraylarının da sonuncusuydu. Avrupa tarzındaki Dolmabahçe veya Beylerbeyi Sarayları gibi tek bir bloktan oluşmak yerine, Yıldız Sarayı bir park içine serpiştirilmiş bir dizi binadan oluşmaktaydı.
Sayfa 31Kitabı okudu
Abdülhamit
Sultan üzerinde dolu tabancalar taşır. Yıldız Sarayı’nda olağanüstü güvenlik tedbirleri uygulardı. Kendi devlet erkanından bile o kadar korkardı ki "hiçbir Türk (veya çok azı) yabancılarla ilişki kurmaya veya kendi çevresine büyük bir davet vermeye bile cesaret edemezdi.”
Sayfa 28Kitabı okudu
İran’da hep İranlılar veya Arabistan’da hep Araplar varken, Türklerin İstanbul ve Batı Anadolu’da yaşıyor olmaları Osmanlı sultanlarının sayesinde olmuştu.
Sayfa 184Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu o kadar güçlü ve cazipti ki, Osmanlı başkenti İstanbul’da yaşayan Rumlar için Yunanistan gibi küçük, kanunsuz bir ülkenin pek çekici bir tarafı yoktu.
Sayfa 15Kitabı okudu
“Araplar safkan atlarını araba atlarıyla çiftleştirmezler,"
Haşimilerin kendilerini Osmanlılardan üstün görmeleri, Osmanlı tebaasıyken bile tam olarak yok olmamıştı (rivayete göre bir seferinde iki aile arasında bir evlilik teklifinde, şerif “Araplar safkan atlarını araba atlarıyla çiftleştirmezler," demiş) ve onları isyan etme hakları olduğuna inanmaya sevk etmişti.
Sayfa 182Kitabı okudu
“Cahil imamlar dünyada başka hiçbir zümrenin sebep olmadığı kadar savaş ve cinayete sebep olmuştu.”
Sayfa 138Kitabı okudu
“Enverland”
Enver Paşa, Almanlar arasında o kadar popülerdi ki. Almanlar Osmanlı İmparatorluğuna “Enverland”, yani Enver Diyarı diyorlardı. Almanya'yla olan ittifak Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü için gösterilebilecek en önemli nedendi.
Sayfa 171Kitabı okudu
Kavalalı Mehmet Ali Paşa
Mısır’da hükümran olan hanedan ve iktidardaki sınıf Osmanlı kökenliydi. Hanedanın kurucusu Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Arnavut ya da Kürt kökenli olup, 19. yüzyılın başlarında imparatorluğun Avrupa cenahında olan Kavala’dan 19- yüzyıl başlarında Mısır’a gelmişti.
Sayfa 55Kitabı okudu
Geriye dönüp bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu, kendinden sonra gelen Arap rejimlerine kıyasla Arap Birliği’nin daha iyi bir savunucusuydu.
Sayfa 284Kitabı okudu
elektrik Abdülhamit’in içine bir korku düşürmüştü
Öte yandan, elektrik Abdülhamit’in içine bir korku düşürmüştü. Belki de dinamo ile dinamit kelimelerinin karıştırılmasından dolayı elektriğin terör amacıyla kullanılabileceğinden korkmaktaydı. Sonuç olarak (İzmir ve Selanik’te olmasa bile) İstanbul’da elektriğin kullanımını hastaneler, elçilikler. Yıldız Sarayı ve Pera Palas Oteli dışında yasaklamıştı.
Sayfa 29Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu’nun yapısı yeterince güçlüydü ve bünyesindeki iş olanakları 1945’ten bu yana Ortadoğu’nun maruz kalmış olduğu facia boyutundaki beyin ve yetenek göçünü önleyecek kadar cazipti.
Sayfa 284Kitabı okudu
Birinci Dünya Savaşı’na, bir yerde, Osmanlı tahtının savaşı da denilebilir. Bu kısmen, Osmanlıların bir zamanlar Balkanlarda hükmettiği topraklara hâkim olmak isteyen Avusturya ile Rusya'nın da mücadelesiydi.
Sayfa 171Kitabı okudu
zilullah (Tanrı'nın gölgesi)
Ortadoğu hükümdarları arasında Osmanlı sultanına en büyük rakip İran şahıydı. Her iki hükümdara da zilullah (Tanrı'nın gölgesi) denmekteydi. Şahın sultandan daha büyük bir unvanı da vardı: Padişah, yani büyük şaha karşılık şehinşah (şahların şahı).
Sayfa 104Kitabı okudu
Hünkarbeğendi yemeğinin hikayesi
Aşçılar hünkârbeğendi gibi efsanevi yemekleri hazırlamak için günlerce uğraşırlardı. Bu yemeğin, adını, avlanırken yolunu kaybeden sultanın karnını bir çiftçinin kulübesinde doyurduğu zaman beğendiği yemekten aldığı rivayet olunur.
Sayfa 63Kitabı okudu