◇ "Göğün yüzü ne güzel. Baktıkça bakası geliyor içimin.Tıpkı bir Mushaf’ın sayfası gibi. Sonra güneş geliyor ve papatyadan taçlar yapıyor dünyanın saçlarına. Ben yine elimi alın kıvrımlarıma dayıyor ve gözümü alan her şeyden saklanıp göğün mavi boşluğuna bakıyorum, içimden “Ne güzel!” diye geçirirken."
.
◇ "Karşılaştığınız insanların kimisi imtihan, kimisi de ödüldür. Kimisi hayatı kolaylaştırır, kimisi zorlukların sebebi olur. Dünya yolculuğumuzda denk geldiğimiz manzaralardır hepsi. Kimi gri, kimi beyaz... Herkesi olduğu gibi kabul etmek, iyiliğin ve güzelliğin en güzel örneği olup yola devam etmek de sizin görevinizdir.
Yol biter, güzellik baki kalır."
.
.
Bazı kitapların okunmak için zamana ihtiyaçları vardır. Kitabın derinliklerini görebilmek, ruhunu hissedebilmek için şartların olgunlaşması gerekir. Tam da öyle bir zamanda okudum Suskunluğun Raflarını. Bir alıntıyla içime işlemeye yetti ve sonra her bir sayfayla gönlümde bahar dalları açtı. Yazarın iç sayıklamaları, kelimelere giydirdiği sessizlik, tefekkürü, temaşası size de geçiyor okurken. Kitap "sayıklamalar, öze yolculuk ve gerçeklik" başlıklarında topladığı yazılardan oluşuyor. Deneme severlere ısrarla tavsiye ediyorum.