"Bu kitap, bozguna uğratılmış, çöküşe geçmiş bir insanlığın içinde, sıkça rastlanan türde bir insanın yeniden doğuşunun hikayesidir. Onun özüne geri dönüş yolculuğu, kayıp bütünlüğünün arayışında top yekün bir göç hareketidir. "
Kendini ümitsizliğe teslim etmiş birinin aslında aldığı kararların kendi kararlari olmadığının farkına varmasıyla kendi iç dünyasında çekişmelere başlar. İşin ilginci kendi benligini bulmak için kendi içinde kendisiyle tartışıyor.
Bir bütün olmanın , kendin olmanın önemini vurguluyor.
Bazı bölümlerde daha önce başka bir kitapta okuduğum ayna çalışmasını hatırladım. Önce kendini sonra kızgın olduğun, sorunun olduğunu düşündugun insanları gözünün önünde canlandırıp söylemek istedikleri söylüyor ve içindeki öfkeyi patlatirken hem onu hemde kendini affediyorsun. İnsan anca kendini ve diğerini affettiginde ilerleyebilir.
Oluş okulu...
"Dusleyenlerin şekillendirildigi, vizyon sahibi, aydınlık utopyacilarin her zaman niyetlerini arindirmis oldukları evrensel atölye. " Burayı okuduğumda işte olmak istediğim okul dedim. Bu okul beni ben yapan düşüncelerin oluşmasını sağlayan kendi icimdeki merdiven altı atolyemin gerçek bir yerde şekillenmesine sebep olurdu. Dönüşüm okulum olurdu...
Henüz başkalarına egemen olmadan önce , kendilerine egemen olmayı öğrenecekleri... Tanrılar Okulu...
Eat less and Dream more. Sleep less and Breathe more. Die less and Live forever