En Yeni Tanrıtanımazlık Müzesi Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Tanrıtanımazlık Müzesi sözleri ve alıntılarını, en yeni Tanrıtanımazlık Müzesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
....çünkü üç din var karşımızda ve bu üç felaketin kökünü aynı
anda kazımamız gerekecektir ... Eski kiliseleri, camileri yıkacağız. Onların yerine mağazalar, okullar inşa edeceğiz, anıtlar, her şeyden önce, Stalin'in anıtlarını dikeceğiz ...
Sabrımız kötüye kullanıldıkça ve zamanımız boşa harcandıkça kusacak gibi oluyorum. Fakat burada, bu sımsıkı kapatılmış ülkede zamanın hiçbir değeri yok. Bireylerin, ailelerin, halkın zamanı topyekun ve acımasızca çalınıyor.
Kapıları halka açılmadan önce bu müzeyi yeni tanıtımına göre ziyaret etmek şerefine eren nadir kişilerdensiniz. Yeni eserlerle zenginleştirdik onu. Ruh bölümündekiler son derece ilginçtir. Bu bölümden tamamen ben sorumluyum. Ruhun varlığına körü körüne inananlara kesin bir darbe indirebilecek durumdayız bugün. Asla ruh diye bir şey yoktur. Bunu kesinlikle kanıtlıyoruz.
Anlaşılan A. A. bir şey hazırlıyor. Peşinden gitmemizi söyleyerek bizi çıkış kapısına götürüyor. Bir projektör müzede başköşeyi işgal edecek muazzam bir nesneyi aydınlatıyor. Heykellerin açılışı sırasında yapıldığı gibi, A. A. gösterişli bir jestle yapıyor açılışını. Heykel yerine alçıdan bir insan kadavrasıyla karşılaşıyoruz.
Kadavranm toplam ağırlığı: 43 kilo 430 gram diye yazılı etikette. A. A. bu nesnenin önünde şişinerek duruyor.
- Ruhun var olmadığının kesin kanıtını görüyorsunuz karşınızda. İşte bir insanın ölümünden sonra kalan şey:
0,150 kg sodyum nitrat; 0,255 kg stronsiyum; 0,800 kg magnezyum; 4,650 kg kalsiyum karbonat; 21,375 kg kalsiyum fosfat; 16,200 kg kollagen lifleri. Yani toplam 43 kilo 430 gram. Hepsi bu. Ruh yoktur.
Hayatın yerini hiçbir şey tutmuyor, doğayı çok uzun bir zaman kandırmamak gerekiyor, çünkü insan ona ihanet ettiğinde doğa da intikamını er geç alıyor.
Babam bize kitapların ancak onların özünü sindirebildiğimiz, onlarda kendi yolumuzu keşfedebildiğimiz takdirde gerçekten bizim olduklarını sık sık söylerdi.
Şurası bir gerçek ki, ölümün fark gözetmeyişi, yaşayanların kendi farklılıklarını ve normlarını dayatmak için giriştikleri tüm çabaları boşa çıkarıyor.