Tanrıtanımazlık Müzesi
Luan StarovaSayfa Sayısına Göre Tanrıtanımazlık Müzesi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Tanrıtanımazlık Müzesi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tanrıtanımazlık Müzesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa ayrılık ister istemez gerçekleşecekti...
Sayfa 13Kitabı okudu
babamın kitaplığı, göçebe ailemizin son tapınağı olarak varlığını sürdürmüşse, bunun sebebi, okumanın bizim için günlük dua yerini tutmasıydı.
Sayfa 17Kitabı okudu
Aldatıcı vaatlerle tıka basa dolu zalim zamanlarda yaşıyorduk.
Sayfa 19Kitabı okudu
Babam bize kitapların ancak onların özünü sindirebildiğimiz, onlarda kendi yolumuzu keşfedebildiğimiz takdirde gerçekten bizim olduklarını sık sık söylerdi.
Sayfa 21Kitabı okudu
Stalin, küçük vatanını ve Gürcü kimliğini Sovyet komünizminin ideolojik vatanı uğruna feda edebilmiş hakiki bir yeniçeri olarak, bu sendromdan kendi ruhunu yitirerek sıyrılabilirdi ancak. Ve yeniçerilik fenomeni, bu ruhu tamamen ele geçireceği gün kişileri, halkları, dinleri, alfabeleri yerlerinden edecek ve bütün bunlar milyonlarca anonim kurban pahasına olacaktı. Ve bu uygulamanın, Balkanlı zihniyetinin sunduğu uygun zeminde bir salgın gibi ve sürekli olarak yayılıp genişleyeceği kolayca tahmin edilebilirdi.
Stalinci yeniçerilikle karşı karşıya kaldığında, üç dinli olmaktan dolayı diğer halklara oranla üç misli ıstırap çekme olasılığı bulunan Arnavut halkının ruhuna Stalinciliğin çöreklenmesinden çok korkuyordu babam.
Sayfa 22Kitabı okudu
Babam hakiki bir inzivayı göze alarak, birden fazla kitabını aynı anda okuyordu ve bu sayede kendine şaşırtıcı derecede hakim olmayı başarabiliyordu. Döne döne iniyordu insan ruhunun derinliklerine. Buradan kaynaklanıyordu kendine ve insani olan her şeye tam bağlılığı ve Balkanlar'daki tüm barbarlıklara ve tüm hegomanya isteklerine sakin bir özgüvenle karşı kayabilmesi.
Sayfa 26Kitabı okudu
Tutsak düşüncenin ülkesine dönülmez.
Sayfa 29Kitabı okudu
Tutsak düşüncenin ülkesine dönülmez.
Sayfa 29
Savaş sonrasının ilk yıllarında açık olduğu halde, Tito ile Stalin arasındaki bozuşmadan hemen sonra kapanan ve o dönemde ailemiz ve benzeri aileler için Balkan duvarına, aşılması en olanaksız görülen duvara dönüşen sınıra yaklaştırıyordu demiryolu. İlerde meydana gelebilecek her şeye, ülkeler arasındaki uzlaşmalara, diğer sınırların açılmasına rağmen, bu sınır ebeciiyen kapalı kalacaktı: Buydu Stalin'in bıraktığı miras.
Bu sınır, çok geçmeden nerede başladığı ve nerede bittiği bilinmeyen hakiki bir Balkan labirentine dönüştü. Ve sonunda insanların bağrına çöreklendi.
Sayfa 33Kitabı okudu