Osmanlı döneminin son yüzyılında yaşananları aşırı bir öznellikle arka planda tutarken, ön plana çıkardığı ise İslamın yasakladığı hemen her şeyin doğal bir şekilde verilmesiyle olaylar aktarılıyor.
İslam dörtlüsü Beşlisi adı altında islamda bu kadar uzak eserler yazmak da yazarın ne amaçladığını insan düşünmüyor değil. Yazarından okuduğum üçüncü kitabı da ihtiras, zevk ve karmaşık ilişkiler yığınından ibaret.
Özellikle bunca çarpık ilişkilerin içinden bir Osmanlı tarihinin özetini çıkarmak bence saçmalığın daniskası. Taş Kadın, yaşadıklarını sırlarını insanların anlattığı bir sembol sadece. Ama altında yatan bunca karmaşıklığın ve çelişkinin içinde güzel duyguları aramak bana göre nafile.
Tarihi bir perspektif çizerken Mustafa Kemalden ve arkadaşlarından cemiyetinden bahsedip Kürtleri öcü gibi göstermek yazarın kişilik ve karakterden yoksunluğu dışında tarih cahili olduğunu da gösterir ayrıca.
Eserde kimin eli kimin neresinde bir minvalde ilerlerken farklı cinsi münasebetlerin de ayyuka çıktığı eserde tam bir sözde İslam Beşlisinin yaratım vurulmuş sözcüklere.
Bu ve Selahaddin'in kitabında da özellikle Kürtlere olan linç girişimi yazarın kıt aklının ve şehvet düşkünlüğünün tezahüründen başka bir şey değil.
Taş KadınTarık Ali · Everest Yayınları · 200017 okunma
Dolunay tam karşımdaydı. Onu yıllardır bu kadar büyük ve denize bu kadar yakın görmemiştim . Onu tepeden kucaklarken içime esrarengiz bir güç dolduğunu hissettim.
Sana kendimi çok çaresiz hissettiğimi söylediğim sabah bana ne dediğini hatırlıyor musun? Buz gibi bir gülümsemeyle şöyle demiştin:
"Benden kırık bir kalp ama dolu bir cüzdanla ayrılıyorsun, Süleyman. Birinin ötekini telafi edeceğinden hiç kuşkum yok."
O sözlerini asla unutamadım. Nasıl bu kadar zalim olabildin, Sara? Ve bu kadar haklı.
Sevgili Sara,
Kendimizi aldatma kapasitemiz sınırsızdır ve ben bunun sonucunda bütün ömrümü acı çekerek geçirdim. Bu bir açıklama mektubudur, Sara. Sana gerçekleri yazacağım. Ölmek üzere olan bir insanın başka türlüsünü yapması boşunadır.
Halil riskten kaçınan bir insandı ama iyi bir insan sarrafıydı. Bir keresinde bana kendisini hep hayal kırıklığına uğrattıkları için sezgilerine asla güvenmediğini söylemişti.
Garip bir duygu içindeydim. Denizde bir fırtına çıkmak üzereydi ve ben rahatça oturmuş, hakkında hiçbir şey bilmediğim başka bir fırtınayı okuyordum.