Öyle bir kitap ki, ne diyeyim aspirin gibi. Patronuna mı kızdın? İçinde bulunduğun ortam seni iyice sıktı mı? Sevdiğin kız sana abi mi dedi? Hemen sarıl bu kitaba. Bambaşka diyarlarda kol gezer, suçlu ararsın. Suçu başkalarına yükleyip "aha kesin bu dediğinde" o çıkmadığını görünce özür dileyip kalkar bir sigara yakar, helallik istersin adamdan.
Sir Arthur Conan Doyle'un üniversitede çok sevdiği profesöründen yola çıkarak yarattığı, dünyanın en meşhur dedektifi ve rasyonalisti olan Sherlock Holmes, klasik klasik polisiyenin en tanınmış karakterlerinden biridir. A.C. Doyle, Holmes karakteri aracılığı ile çağını değerlendirmek, takip ettiği felsefi tartışmaları ve akıl yürütme yöntemi okuyuculara açıklayarak benimsetmek ister. Sherlok Holmes hikayeleri okunurken, o dönem yaşayışı ve insanların olaylara bakışı göz önünde bulundurulmalıdır. İyi bir gözlem, akıl yürütme, ve mantık zincirinin halkalarını ustaca bir araya getirmesiyle okuyucuyu kendine bağlayan bir karakter, bu kitapta da karşınıza tüm ihtişamıyla çıkıyor. Martı Yayınlar'ından çıkan "Akıl oyunlarının gölgesinde" adlı kitapta, Sherlock holmes ve yoldaşı Dr. Watson'un nasıl tanıştıklarını, Baker sokağındaki evde birlikte kalmaya karar vermeleri ve gelişen ilk olayları anlatan "Kızıl Soruşturma" ya yer verilmemiş olması bence bir eksiklik olarak kalmış. Sanırım belki roman niteliği taşıdığı ve uzun olacağı kanısıyla kitapta yer verilmemiş olan "Kızıl Soruşturma" ve "Dörtlerin imzası" romanlarını kitabı okumadan önce başlamadan edinip okumak, Sherlock holmes'ü ilk kez okuyacaklar için daha uygun olacaktır.
