Ah Tirza, ne diyeyim bilemiyorum. En saplantılısından modern hayat eleştirisi mi? Belki de...
Kitaba adını veren Tirza hakkında bir roman değil bu, zira onun iç dünyasına hiç değinmiyor yazar, bu orta sınıf bir aile babası olan Jörgen Hofmester ve onun zihninin karanlık ve karmaşık dehlizleri hakkında. Romanda her kavramın içi boşaltılmış, sevgi, annelik, babalık, medeniyetin o tek dişini de kırmışlar, yoz edip bırakmışlar sanki. Bu sebeple okurken bazı sahnelerde kalp çarpıntılarımı kontrol etmekte zorlandım ama sinirden. Romanın gerçekçiliği, çıplaklığı beni sinir etti.
Grunberg'in sahnelerini inşa etme biçimi biraz farklı, akışkan olmayan bir biçimde iki kişiyi görünüşte normal bir sohbette bir araya getirmesi, biri rahatsız edici hale gelene ve ne kadar istesek de bitmeyecek hale getirip uzun uzun diyalog kurup, okuyucunun gitmesine izin vermeyecek, onları okumaya zorlayacak hale getirene dek. Katman katman ilerleyen, sonlara doğru merak unsurunu arttıran, bazen paragrafın ortasına bir bomba bırakan bir anlatım Grunberg'inki. Olağanüstü kontrol, soğuk ton, özellikle sonlara doğru her kelimenin ardında gizli gizli tehdit ve sıradan bir adamın her daim içinde olan fakat hiç açığa çıkarmadığı karanlık.
Herkesin severek okuyacağından emin olamadığım bir Roman Tirza, beni çok etkiledi, hele sonu. Fakat sevdim mi, bilemiyorum.