Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsan Topluluklarının Yazgıları

Tüfek, Mikrop ve Çelik

Jared Diamond

Tüfek, Mikrop ve Çelik Sözleri ve Alıntıları

Tüfek, Mikrop ve Çelik sözleri ve alıntılarını, Tüfek, Mikrop ve Çelik kitap alıntılarını, Tüfek, Mikrop ve Çelik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu günlerde Orta Doğu'daki Müslüman toplumlar göreceli olarak tutucu, teknolojide ön saflarda yer almıyorlar. Ama orta çağda aynı bölgedeki Müslümanlar teknoloji bakımından ilerideydiler, yeniliklere açıktılar. Çağdaş Avrupa'dakinden daha yüksek okur yazarlık oranına ulaşmışlardı; Eski Yunan uygarlığının mirasını öylesine özümlemişlerdi ki bugün biz Eski Yunan'a ait kitapların çoğunu Arapça kopyaları aracılığıyla tanıyoruz; yel değirmenlerini, trigonometriyi, üç köşeli yelkenleri geliştirdiler ya da icat ettiler; metal sanayiinde, mekanik mühendislikte, kimya mühendisliğinde, sulama yöntemlerinde önemli adımların atılmasına öncülük ettiler; Çin'den barutu ve kağıdı alıp Avrupa'ya aktardılar. Orta çağda teknoloji akışının yönü bugünkü gibi Avrupa'dan İslam alemine doğru değil, büyük oranda İslam aleminden Avrupa'ya doğruydu. Ancak MS aşağı yukarı 1500 yılından başlayarak bu akışın yönü yüz seksen derece değişti.
Sayfa 325Kitabı okudu
"Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var,bunları Yeni Gine'ye neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?"
Sayfa 3
Reklam
MÖ 2000 yılına gelindiğinde Mezopotamyalilar asfaltlı kayaları ısıtarak tonlarca petrol elde ediyorlardı.
Bir dile ait mevcut bir yazı sistemi başka bir dile uyarlanmak üzere kaç yüz kez kopya edildiyse o kadar kez de bazı sorunlar çıkmıştır, çünkü dünyada tamı tamına aynı seslere sahip iki dil bulamazsınız.
Sayfa 290 - Tübitak Popüler Bilim KitaplarıKitabı okudu
Peki, niçin Afrikalıların ya da Amerikan yerlilerinin değil de sonunda silahlar, o iğrenç mikroplar ve çelik Avrupalıların payına düştü?
Sayfa 15 - TÜBİTAK Popüler Bilim KitaplarıKitabı okudu
Evcilleştirilme tarihleriyle ilgili olarak arkeolajik kanıtiarına sahip olduğumuz bütün türler MÖ aşağı yukarı 8000 ile 2500 yılları arasında evcilleştirildi -yani, geç dönem Buzul Çağı sona erdikten sonra yerleşik çiftçi-sığırtmaç toplumların ortaya çıkışını izleyen ilk birkaç bin yıl içinde. MÖ 2500'den bu yana bunlara önemli hiçbir katkı yapılamadı.
Sayfa 216 - Tübitak Yayınları,2010Kitabı okudu
Reklam
...insanların kendi doğal çevrelerindeki yaban bitki ve hayvanlarla ilgili neler bildiklerini inceleyen ve etnobiyoloji denen koca bir bilim dalı var. Bu tür incelemeler özellikle dünyada hala varlıklarını sürdüren avcı/yiyecek toplayıcı halklar ile hala yaban bitkilere ve doğal ürünlere büyük oranda bel bağlayan çiftçi halklar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Söz konusu incelemelerin genellikle gösterdiğine göre, bu insanlar ayaklı birer doğal tarih ansiklopedisi gibidir, bine yakın ya da daha fazla bitki ve hayvan türünün (kendi dillerinde) adını bilirler, bu türlerin biyolojik özellikleri, dağılımı, olası yararları konusunda ayrıntılı bilgileri vardır. İnsanlar evcilleştirilmiş bitki ve hayvanlara ne kadar çok bağımlı hale gelirlerse, bu geleneksel bilgilerin değeri giderek o kadar çok azalır ya da hiç kalmaz, sonunda yaban bir otu yaban bir baklagil bitkisinden ayırt edemeyen süpermarket müşterileri çıkar karşımıza.
Sayfa 186 - Tübitak Popüler Bilim Kitapları.
Laboratuvarda farelerle çalışan bir bilim adamı olsaydınız şöyle bir deney yapabilirdiniz: Aynı kökten gelen bir fare topluluğunu alır, bunları gruplara ayırır, değişik çevre koşullarına sahip değişik kafeslere koyardınız, onlar birkaç kuşak üredikten sonra gelip ne olduğuna bakardınız. Kuşkusuz böyle amaçlı deneyler insan toplulukları için söz konusu değildir. Bilim adamları bunun yerine geçmişte insan topluluklarında yaşanmış benzer nitelikteki "doğal deneyleri" arayıp bulmalıdır.
Zoonoz Etmenler
Yakın tarihimiz boyunca insanların ölümüne yol açmış başlıca hastalıklar -çiçek hastalığı, grip, verem, sıtma, veba, kızamık ve kolera- hayvan hastalıklarının evrimleşmiş halidir, işin tuhafı bizim salgın hastalıklarımızın çoğunun nedeni olan mikropların büyük bir kısmı artık neredeyse yalnızca insanlarda görülür. Hastalıklar insanların ölüm nedenlerinin başında geldiği için tarihi biçimlendirmede de önemli rol oynamışlardır. II. Dünya Savaşı'na kadar savaşlarda ölenlerin çoğu savaş yaralarından değil savaşla taşınan hastalıklardan ölüyordu. Büyük komutanları göklere çıkaran bütün o askeri tarihler insan egosunun balonunu söndüren bir doğruyu hafife alıyorlar: Eski savaşların galipleri her zaman en iyi komutanlara ve silahlara sahip olan ordular değil, çoğu kez yalnızca düşmanlarına bulaştıracak en berbat mikropları taşıyanlardı.
Sayfa 253 - Tübitak
Aslında bu kitap çoğunlukla Avrupalılar dışında kalan halkları konu edinecek. Avrupalılar ile Avrupalı olmayanlar arasındaki karşılıklı ilişkiler üzerinde durmaktan çok Avrupalı olmayan farklı halklar arasındaki karşılıklı ilişkileri inceleyeceğiz -özellikle Afrika'da Sahra'nın güneyindeki, Güneydoğu Asya'daki, Endonezya'daki, Yeni Gine'deki halkları ve bu bölgelerin yerli halkları arasındaki ilişkileri. Batı Avrupa kökenli halkları yüceltmek şöyle dursun onların kültürlerinin temel öğelerinin çoğunun başka yerlerde yaşayan insanlar tarafından geliştirilmiş, daha sonra Batı Avrupa'ya taşınmış şeyler olduğunu göreceğiz.
[EPUB] İnsan Topluluklarının Yazgıları. © Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2001 (21. Basım Kasım 2010) Çeviri: Ülker İnce, ISBN: 978-975-403-271-0Kitabı okudu
Reklam
Amerika Birleşik Devletleri'nin güneybatısındaki Apaçiler yazın kuzeydeki yüksek yaylalarda otururlar, kışınsa güneydeki alçak düzlüklere çekilir, yiyecek aramak için oradan oraya dolaşırlar.
“İnsanlık tarihi çoğunlukla, bir şeylere sahip olanlarla olmayanlar arasındaki eşitsiz çatışmalardan oluşur …”
Sayfa 121 - TubitakKitabı okudu
Tarihi inceleyerek bu incelemelerden genel ilkeler çıkarmanın, gezegenlerin yörüngelerini inceleyerek çıkarmaktan daha güç olduğunu kimse yadsıyamaz. Geniş anlamda (gökbilim ve benzerleri de içinde olmak üzere) tarihsel bilimler, fizik, kimya, moleküler biyoloji gibi tarihsel olmayan bilimlerden kendilerini ayıran pek çok özelliği paylaşırlar. Bunların arasından dört tanesini seçip ayırıyorum: Yöntembilim, sebep/sonuç, tahmin, karmaşıklık.
Bereketli Hilal in ve Çin'in tarihinden çağdaş dünya için çıkarılacak yararlı bir ders var: Koşullar değişir, geçmişteki üstünlük gelecekteki üstünlüğün güvencesi değildir. Acaba bu kitapta kullanılan coğrafyaya dayalı mantık, düşüncelerin İnternet aracılığıyla hemen her yere yayıldığı, kargoların uçaklarla kıtalar arasında düzenli olarak bir gecede taşındığı çağımızda tamamıyla geçersiz hale gelmedi mi, sorusu da gelebilir aklınıza. Dünyadaki halklar arasındaki yarışmada yepyeni kurallar geçerliymiş, bunun sonucu olarak da -Tayvan, Kore, Malezya ve özellikle Japonya gibi- yeni güçler ortaya çıkıyormuş gibi görünebilir. Yine de düşünülürse sözüm ona yeni kuralların eskilerinin değişik biçimleri olduğu görülür.
Avustralya yerlileriyle karşılaştırıldığında Yeni Gineliler kül­türel olarak "ileri" düzeydedirler. Ama çağımızdaki başka in­sanların çoğu onları "geri" olarak görür. On dokuzuncu yüzyıl sonunda Avrupalılar Yeni Gine’yi sömürge haline getirmeye başlayıncaya kadar Yeni Ginelilerin hiçbiri okumayazma bilmi­yordu;
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.