Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadın Sorunu mu, Erkek Sorunu mu?

Türban

Orhan Bursalı

Sayfa Sayısına Göre Türban Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Türban sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türban kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam hariç Bence
Kadınlar doğuştan “günahkâr” yaratıklar. Tektanrılı dinlerin uygulayıcılarının pratikte vaazları böyle. Ortaçağda binlerce kadın, cadı diye yakılmadı mı? Din, daha doğrusu köktendinci erkekler ve dinsel kurumlar; kadınları erkekleri baştan çıkartan yaratıklar olarak görür. Kutsal kitapların bütün yorumları erkeklerin toplumsal egemenliğini pekiştirir. Onları “üstün yaratıklar” kılar. Her şeyi erkeklerin çevresinde döndürür. Kadın tecavüze bile uğrasa, sonuçta suçlu kendisidir, çünkü “erkeği tahrik etmiştir”.
Cübbeli'nin sapikca düşüncesi
Ya; “Ben 7 yaşındaki kızımı bile öpmem,” diyerek, küçük kızlara da “avret” gözüyle bakan bazı cemaat sahiplerini nereye koyalım?
Reklam
Genetikcilere göre erkek
Genetikçilere göre, embriyonların oluşum sürecinde “erkeklik hali” sonradan ortaya çıkıyor. Eğer erkek doğacaksa, embriyonun 6. haftasında erkeklik geni devreye giriyor ve ancak 12. haftada erkeklik üreme organları belli olmaya başlıyor. Eğer erkeklik geni devreye girmezse, embriyon doğal ve normal gelişimini “dişi” olarak sürdürüyor ve dişi doğuyor!
Ne yazık ki bizim millet monolog yanlısıdır! Herkes tek tek müthiş ve sarsılmaz, etkilenmez “düşünce iktidarı”dır!
Başı açmak, kadınlarımızın özlem duyduğu ve ilk fırsatta da gerçekleştirdikleri bir eylem... Özellikle de düğün gibi özel zamanlarda ve özellikle de fotoğraf çektirirken...
Ülkemizde özellikle kadınların, ama erkeklerin de, gerçekten bir “adı”, birey olması süreci böyle başladı! Mustafa Kemal döneminde!
Reklam
Din, erkeklerin egemenliğinde bir sosyolojik olgu. Din ve kurumları, baştan sona erkek egemenliği altında. Yorumlayandan değerlendirene, yazıp çizenden aktarana, fetva verenden uygulayana, şeriat mahkemesinden celladına kadar. Bütün süreci erkekler yönetiyor.
Aslında din ile kadını başbaşa özgür bıraksalar bu iş çözülecek; yapmıyorlar, çünkü o zaman din ticareti ve istismarı olayı ellerinden kayıp gidecek. Bunu biliyorlar, egemenliklerini sürdürmenin en önemli aleti olan dini kullanmaya devam ediyorlar!
Muhammed bin Hamza’nın (Şeyhülislam Molla Fenari) 584 yıl önce (1424’te) yaptığı ve Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan ilk Türkçe Kuran çevirisinin doğruluğu belgeleniyor. Bin Hamza en tartışmalı ayeti çeviriyor: (Nur Suresi 31. Ayet) “Ve söyle inanan kadınlara gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve saklasınlar cinsel organlarını. Ve göstermesinler ziynetlerini ve yakaları üzerine bıraksınlar örtülerini.”
Din felsefecilerimizden ve sosyologlarımızdan öğreniyoruz ki, İslam öncesi Cahiliye döneminde kadınların çeşitli nedenlerden dolayı açık saçık gezmesi kuraldandı. Ayet ile, cinsel organ ve memelere kapatma emri verilerek, toplum içinde yaşama bir “çekidüzen” getirildi, toplum insanileşme yolunda bir adım ileri götürüldü! Kadınların erkeklerle ilişkileri ve yaşamı da! Bu, Hz.Muhammed’in o dönemki koşullarda “reformcu”, dahası “devrimci” kişiliğini gösterir! Toplumunu ilerletmekte, uygarlaştırmaktadır!
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.