Ahmet Mithat'tan A. H. Tanpınar'a

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1

Berna Moran

Sayfa Sayısına Göre Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Türk toplumunun belki son iki yüzyıl içinde aksayan yönlerini eleştiren Tanpınar acaba bir çıkar yola işaret edi­yor mu? Denebilir ki romanda alay ya da hiciv konusu ol­mayan ama dikkatimizi çeken iki kişi var: Saatçi Nuri Efen­di ve lrdal'ın oğlu Ahmet. lrdal'ın, çocukluğunda, yanında çırak gibi oturduğu Nuri Efendi, iyilik sever, dürüst, temiz yürekli, sakin tabiatlı, yarı evliya bir adamdır. Ahmet, baba­sının yaptıklarını hiç onaylamayan, servetinden yararlan­mayı reddedip, eğitimini devlet sınavlarını kazanarak sür­düren ve doktor çıkan bir gençtir. Eski zaman adamı Nuri Efendi ile bu Cumhuriyet genci arasında ortak bir yön var: "işin nizamından" geçmiş olmak. İşinin sorumluluğunu yüklenen insan belli bir ahlak terbiyesinden geçer. "lş insa­nı temizliyor, güzelleştiriyor" (s.353) sözleriyle dile getirir bu düşünceyi lrdal. lşte Nuri Efendi ile Ahmet'te bu iş so­rumluluğu ve sevgisi vardır. lrdal, ustasının "bozuk bir sa­ate, bir hastaya, bir muhtaca bakar gibi" baktığını söylüyor; onda "saat sevgisi bir nevi ahlaktı" diyor (s.33). Babasını "hakiki çalışmanın nizamından" geçmediği için eleştiren Ahmet'te, Nuri Efendi devam ediyor gibidir. Nuri Efendi sa­ate bir hastaya bakar gibi bakıyorsa, Ahmet de hastaya onun saate baktığı gibi bakar (s.55).
Sayfa 321Kitabı okudu
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarında Batı-Doğu sorunu dine, geleneklere, yerleşmiş düşüncelere dayalı Osmanlı zihniyeti ile Batı'nın akla, bilime dayalı pozitivist zihniyeti karşıtlığı şeklinde belirir ve romanlarda bu karşıtlık eski kafa, yeni kafa olarak somutlaşır. Gürpınar iki tarafın görüşlerini tartışmak üzere sahneler hazırlar ya da romanın olayları arasına bir nutuk sıkıştırarak olay örgüsüne müdahale eder.
Sayfa 325 - İletişim Yayınları, 10. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Romanın anlamını belirtmenin bir yolu yapıtta somut ve tek olarak görülen karaktere bir genellik kazandırmaktır. Karakter genellik kazandıkça, dış dünya ile roman dünyası arasında bir anlam bağı kurulmasını sağlar. Bu genellemenin çok ileri götürüldüğü durumlarda alegoriye varılır ki romandan önceki anlatı türünde gerek Batı'da gerekse Doğu'da bu yönteme başvurulduğunu biliyoruz. Romanda ise, bu tür yalın alegoriye yer verilmezse de karakterler bazen bir kavramı, felsefî bir tutum ya da sosyal bir tipi temsil ederler. Yani karaktere genellik kazandırarak romanın anlamını belirtme yolu ya onu tipleştirmek ya da simgeleştirmekle olur.
Sayfa 326 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Türk romanında neden özgün karakter yaratmada sıkıntı yaşanıyor?
Türk romanında derinliği ve karmaşıklığı olan çok yönlü karakterlerin yaratılmadığından yakınılır sık sık. 19. yüzyıl romanında Dostoyevski, Tolstoy, Flaubert gibi yazarlar bireyin kendine özgü kişiliğini yakalamak için onların iç dünyasına yönelir, çok çeşitli yönlerini sahnelerken derinliği olan karmaşık tipler yaratmışlardır. Bu karakterlere
Sayfa 330 - İletişim Yayınları, 10. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Geri131
318 öğeden 311 ile 318 arasındakiler gösteriliyor.