Ahmet Mithat'tan A. H. Tanpınar'a

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1

Berna Moran

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 Sözleri ve Alıntıları

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 sözleri ve alıntılarını, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 kitap alıntılarını, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ancak büyücülük, falcılık, muskacılık konularındaki boş inançları çürütmeye çalıştığı romanlarda ayağı yere basar Gürpınar'ın, çünkü bunlar Türkiye'nin günlük yaşamında gözlemlediği saçmalıklardır.
... Adıvar gerçi zorbaların karşısında ve içtenlikle halktan yanadır, ama savunduğu mistik felsefe ve gelenekçiliği, şiddete ve devrime inanan Genç Türkler'i onaylamasına engeldir. Duruma kendi felsefesiyle uyuşacak bir çözüm önermek amacıyla bu soruna eğilir hemen. Şunu da belirtmeliyim ki, yazarı burada ilgilendiren ne Abdülhamit'in genel politikasıdır ne de Genç Türkler'in programı. O sadece şiddete başvurarak devrim yapmanın doğru olup olmadığı sorusuna eğilmektedir.
Sayfa 159 - İletişim Yayınları, 10. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
“1922-1939 yılları arasında yazdığı romanlarda saptadığımız ideolojik yapıya bakarak, Peyami Safa’nın, aynı dönemdeki resmi ideolojinin anti-emperyalizm, anti-komünizm ve milliyetçilik gibi öğelerini paylaştığını söyleyebiliriz. Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ile başlayan son döneminde ise resmi ideoloji karşısında geriye dönük bir tavır alır. Spiritizmaya, psikokinesise merak saldığı ve dolayısıyla pozitivizme, materyalist ve determinist bir bilim anlayışına karşı çıktığı bu son döneminde din (mistisizm olarak) ideolojisinin egemen öğesi olur. Bundan ötürü 1960'lardan sonra Türkiye'deki resmi ideolojiyi daha da sağa çekerek dinci, gelenekçi ve mukaddesatçı doğrultuda değiştirmek isteyen çevrelerin gözde yazarı olur Peyami Safa.”
Soylu piyaniste Müslümanlığı ve bir mahalle yaşamını kabul ettirebilecek bu tutkuyu romanda gerçekten görebiliyor muyuz? Göremememizin bir nedeni Peregrini'nin iç dünyasının bize kapalı tutulması.
Öğrenimini Avrupa’da yapmış bu mühendise göre Avrupa'dan gelen her fikir yüzde yüz doğrudur. Fransız mürebbiyelerin elinde yetiştirdiği, Türkçe okutmaya bile gerek görmediği kızları da, babaları gibi yerli olan her şeye dudak bükerler.
“Batı-Doğu sorunsalı genellikle 1950'lere kadarki Türk romanının olay örgüsünün düzenleniş ilkesini ve kişilerin seçilmesini belirleyici bir rol oynar. Yani yazarın Batılılaşma konusunda belli bir görüşü vardır ve bu görüş ya da tez romanın kuruluşunu ve kişilerini az çok belirler.”
Reklam
720 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.