Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar

Edip Yüksel

En Yeni Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar sözleri ve alıntılarını, en yeni Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kuran, Mekkeli müşriklerin namaz kıldıklarını da belirtir (8:35;107:5). Ne var ki "mirac" ile ilgili rivayetin içinde bir hikaye uydurarak peygamberimizi Allah ile sıkı bir pazarlığa oturtanlar namazın 50 vakitten 5 vakite indiğini iddia etmişlerdir.
Kur'an, kendisinin detaylı olduğunu ve dini konularda herşeyi açıklayıcı olduğunu belirtir (6:97,114;30:28; 16:89). Kuran'ı detaylandıran, Allah'tır (11:1; 41:3; 7:52). Kuran'ı açıklayan Allah'tır (75:19). Peygamberimiz, Kuran'dan başka kaynak kabul etmedi (6:114). Peygamberimiz bize sadece Kuran'ı tebliğ etti (6:19; 7:3). Kuran'ın dışındaki hadis kitapları, çelişkili ve Kuran'a zıt bir sürü rivayetlerle dolu olup, İslam ümmetinin ihtilafının ve geri kalışının en önemli nedenidir (23:52-56; 25:30).
Reklam
Salavat
6- Allah'ın ismini övgü ifadelerini kullanmadan zikretmeyi Allah'a karşı bir saygısızlık olarak saymayanların, O'nun kulu ve hizmetkarı olan Muhammed'in ismini yalın olarak anmayı saygısızlık saymaları inançlarındaki hastalığın bir belirtisidir. 7- En güzel isimler Allah'ınken (59:24), hamd ve sena Allah'a mahsusken (1:2), yerde ve gökte ne varsa O'nu tesbih ediyorlarken (64:1), Peygamberi yaratan ve onu doğru yola ileten Allah iken (93:7; 47:52), gece gündüz Allah'ı anmamız emredilirken (76:25), tüm bunlara rağmen Allah'ın yüce ismini her hangi bir övgü ifadesi kullanmadan zikredebilenlerin veya O'nun ismi zikredilince kılları kıpırdamıyanların, Muhammed'in ismi zikredilince uydurma övgülerle yaygaralar koparması peygamberin asıl tebliğatına aykırıdır.
Çok enteresan sayın seyirciler... :O
46:15 ayeti, Allah'ın affedeceği sınır yaşını veriyor. Ayete göre kırk yaşı bir olgunluk noktası olarak artık ciddi bir seçim yaşıdır. Bu yaşa varmadan ölenler, Allah tarafından affedilerek ebedi cehennemden kurtulurlar. Allah'ın affetmeyeceği biricik suç olan "şirk" içinde yaşayan birisi kırk yaşından önce ölürse Allah'ın geniş rahmetiyle sonunda cennete girer (56:40; 55:62).
Eziyet x Nefret Edilen Bir Pislik?
Kadınları hakir gören Emevi ve Abbasi uydurması hadisleri dini kaynak kabul edenlerin kadınlara ve aybaşı olayına bakışları elbette Kuran'dan farklı olacaktır. Nitekim Fikri Yavuz'un mealine baktığımızda ayet mealine cahiliyye devrinin anlayışının yansıdığını üzüntüyle görüyoruz: Sana kadınların ay (adet) hallerini de soruyorlar. De ki: "O, nefret edilen bir pisliktir... Kuran'da 24 yerde değişik biçimlerde geçen "eza" kelimesi hiç bir yerde "nefret edilen bir pislik" anlamına gelmez. Aynı kelimenin geçtiği diğer 23 yerde incitme, sıkıntı ve eziyet anlamlarını veren Fikri Yavuz (2:196; 2:262; 2:264; 4:102), neden sıra kadınlara gelince aynı kelimeyi "nefret edilen bir pislik"e çevirmiştir?!
[ Sana kadınların aybaşı halini sorarlar. De ki: "O bir rahatsızlıktır. Aybaşı halindeki kadınları bırakın ve aybaşından kurtuluncaya kadar onlara yaklaşmayın. Kurtuldukları zaman Allah'ın emrettiği yerden onlara varın. Allah, tevbe edenleri sever, arınanları sever (2:222) ] Hidayetimiz için herşeyi açıklayan Kuran, aybaşı halinin bütün hükmünü bu ayetle belirtir. Kuran'a göre aybaşı hali bir rahatsızlıktır ve bu süre zarfında kadınlarla cinsel ilişkiye girmek yasaktır. "Tahare" kelimesi Kuran'da bir kaç değişik anlama gelir. Örneğin: • Maddi temizlik: 25:48 • Manevi temizlik: 3:42; 33:3; 9:108; 56:79; 2:222 (son kelime) • Maddi ve manevi temizlik: 5:6; 22:26; 74:4 • Güzel, uygun: 2:232; 11:78; 33:53 • Kurtulmak, kurtarmak: 3:55; 2:222 (ilk iki kelime) Rabbimiz, aybaşı halini bir pislik olarak değil, bir eziyet olarak tanımlıyor. Öyleyse buradaki "tahare" kelimesinden türeyen "yetherne" fiilini "kurtulmak" diye çevirmek daha uygundur. Putperestler, aybaşı halini kadınlar için bir yüzkarası olarak değerlendirmişler, hatta bunun kadınlara ilahi bir ceza olduğunu iddia ederek hikayeler bile uydurmuşlardır. Mekke müşriklerinin bu anlayışı ne yazık ki uydurma hadisler yoluyla tefsir kitaplarına kadar sızmıştır. Kadınları hakir gören Emevi ve Abbasi uydurması hadisleri dini kaynak kabul edenlerin kadınlara ve aybaşı olayına bakışları elbette Kuran'dan farklı olacaktır.
Reklam
✔ Kuran'a abdestsizlerin dokunması haram ise, onu okuyup incelemeleri için kafirlere vermek de haram olur. Zira günaha sebep olmak da günahtır (4:85). Peygamberimiz Medine döneminde müşrik krallara yazdığı mektuplarda Besmele ile başlıyor, bazan da Kuran ayetleri ile bitiriyordu. Eldeki orijinal mektuplar bunun belgeleridir. Kuran'a abdestsiz dokunmak haram ise, peygamberimizin abdestsizlere gönderdiği Kuran ayetlerinin durumu nedir? Kuran'ın mesajı insanlara nasıl iletilir? ✔ Abdesti farz kılan ve açıklayan ayet Medine'de inmişse (5:6), Mekke'de indiği malum olan 56. suredeki bir ayetten abdesti gerektiren bir hüküm nasıl çıkarılabilir? ✔ 5:6 ayetinde abdestin namaz için alınması gerektiği buyrulur. Ayrıca "Kuran okumak istediğiniz zaman abdest alınız" diye bir emir yoktur. Evet, Kuran'a gerçek saygıyı yitiren şekilci zihniyetin oluşturduğu yüzlerce kuraldan birisi olan bu hüküm Kuran'a başvurmayı zorlaştırıyor. Halbuki müslüman, dilediği an Kuran'a başvurabilmeli. Kuran'ı, her an çarpabilecek kara bir kamyon veya bir yüksek voltaj direği olarak değil de mutlu ve tükenmez bir hayatın yolunu gösteren güzel bir arkadaş ve sevimli bir öğretmen olarak tanımalı ve tanıtmalı.
BUHARİ BEY N'APIYORSUNUZ
Kadınların dinleri ve akılları eksiktir (Buhari) Namazın önünden kadın, eşek ve siyah köpek geçerse namaz bozulur (Buhari). Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir (Buhari). Nikah, kadınlar için bir çeşit köleliktir (Buhari). Eğer bir kimsenin Allah'tan başkasına secde etmesi söz konusu olsaydı, kadının kocasına secde etmesi gerekirdi (Buhari). Doksandokuz kadından biri cennette kalanı cehennemdedir (Buhari).
Seneler önce İlahiyat fakültesinin bazı öğretim görevlilerinin katıldığı bir açık oturuma dinleyici olarak katılmıştım. Oturumun konusu "Kuran'ın Anlaşılması" üzerine idi. Oturuma katılan fıkıh hocası, "fıkıh ve fıkıh usulu bilinmedikçe Kuran anlaşılamaz." dedi. İslam tarihi hocası ise "İslam tarihi bilinmeden Kuran anlaşılamaz" dedi. Tasavvufçuya göre "Tasavvuf kavranmadıkça Kuran anlaşılamaz" dı. Hadis hocasına göre de "Hadis ve hadis usulu bilinmeden Kuran anlaşılamaz" dı. Açıkoturuma katılan dört öğretim görevlisi Kuran'ın anlaşılmazlığında ittifak ve hatta "icma" etmişlerdi. Fıkhı, hadisleri, tasavvufu, ve İslam tarihini anlamak ve doğruları yanlışlardan ayırmak için Kuran'ın, her şeyden önce Kuran'ın bilinmesi gerektiğini söyleyeceklerine; tam tersi bir yolla Kuran'ın önüne yüzlerce ciltlik külliyatları ve çelişki dolu uydurmaları koyuyorlardı.
Profesyonel din adamları, insanları Kuran'dan uzaklaştırmak için Kuran'ın zor, anlaşılmaz ve mücmel olduğu yalanını yüzyıllarca empoze ettiler. Kuran'ın anlaşılması için yüzlerce ciltlik rivayet kitaplarının didik didik edilmesi gerektiğine kananlar, Kuran'ı öğrenmeye vakit bulamadılar. Vakit bulanlar ise kafalarını binlerce hurafeyle doldurduklarından ve üstelik Kuran'ı bunlara muhtaç kabul ettiğinden onu anlama şansını baştan kaybettiler. Nitekim, Allah'ın korunmuş Kelamını korunmamış kul sözlerine muhtaç görenler, Kuran'ın anlaşılmasının zor olduğunu iddia edip durdular.
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.