Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap

Doğan Avcıoğlu

En Eski Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap sözleri ve alıntılarını, en eski Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı Toplum Düzeni
Gerek Selçuk, gerek Osmanlı Devleti, çağına göre ileri bir toplum düzenine dayanmaktaydı. O tarihlerde biz Batı'ya değil, Batı bize el açmaktaydı. Fransa Kralı François I, Osmanlı Devleti'nden 2 milyon düka altın borç ile cephane, at ve savaş gemisi istemekteydi. Akdeniz Adaları ve İtalya, açlıktan ölmemek için Türk buğdayına muhtaçtı. Kraliçe Elizabeth, Türklerin yün boyama tekniğini çalmak ve İngiltere'ye Türk işçileri kaçırmak amacıyla İstanbul'a ajanlar gönderiyordu. Fransız yazar Braudel'e inanmak gerekirse, Kral Henry VIII, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Türk Hukuk Sistemi'ni incelemek üzere İstanbul'a heyet yolluyordu.
Sayfa 11 - Kırmızı KediKitabı yarım bıraktı
Anadolu Tüccarı
Ticaretin büyük önemini kavrayan Türk devletleri, çağına göre mükemmel bir ticaret örgütü kurmuşlardı. Derbent örgütü, yol ve köprülerin iyi halde bulundurulması kadar, tüccarın can ve mal güvenliğini de sağlamaktaydı. "Derbentçiler, bulundukları yerlerde hiç kimsenin canına ve malına zarar gelmeyeceğini, aksi halde zararı tazmin edeceklerini taahhüt ediyorlardı. Her 30-40 kilometrede bir kervansaray, ayrıca hanlar vardı. Vergiden muaf tutulan birçok köy, derbentçilik yapmaktaydı. Bunlar büyük ve zengin köylerdi. Mesela Konya'nın Karapınar adlı Derbent köyünde, cami, imaret, han, hamam ile iki değirmen ve 39 tane dükkan vardı. derbent: Selçuklu ve Osmanlı Devletinde koruma ve iskan için yapılan karakol ve üsler. derbentçi: kale veya hudut muhafızı.
Sayfa 16 - Kırmızı KediKitabı yarım bıraktı
Reklam
Anadolu Tüccarı
1608-1619 yıllarında Anadolu'yu dolaşan Polonyalı Ermeni Simeon, bin haneyi aşan Sivas köylerinden söz etmektedir.
Sayfa 17 - Kırmızı KediKitabı yarım bıraktı
Anadolu Tüccarı
Evliya Çelebi, Anadolu'nun her tarafında beş yüz haneli bağlı bahçeli köylerden bahseder. Köyler, camili, medreseli ve hamamlı idi. Hemen hepsi küçük ölçüde birer site idiler. Kendilerine lazım olandan çok fazla istihsalleri vardı. istihsal: üretim, hasıl etmek, üretmek.
Sayfa 17 - Kırmızı KediKitabı yarım bıraktı
Batı Mucizesinin Anahtarı
Batılı insanın ırk üstünlüğü, Hristiyan uygarlığı, Müslümanlığın ileri gidişe engel teşkil edişi vb. tarzında Batı'da geliştirilen ve bir kısmı Türk aydınlarınca da benimsenen daha bir sürü tez de aynı niteliktedir. Müslümanlık, XVI. yüzyıla kadar faizciliğe, bankacılığa, ticarete, bilimsel ve teknik ilerlemeye, Hristiyan bilim ve tekniğinden yararlanmaya bir engel teşkil etmemiştir de, sonradan neden etmiştir? Suçlu herhalde din değildir. Geçelim.
Sayfa 35 - Kırmızı KediKitabı yarım bıraktı
Rus taraflısı bilinen ve "Mahmudof" denilen Mahmut Nedim Paşa'nın -İngilizler ise Mithat Paşa'yı tutuyorlardı- 1875 yılında, belli bir süre borç faizlerinin yüzde 50'sinin ödeneceğini açıklaması üzerine, Avrupa'da kıyamet koptu. Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü garanti ettiğini unutan Avrupa, borcunu ödemeyen İmparatorluğa Ruslar eliyle bir ders verdi. Ruslar ancak Yeşilköy önlerinde durduruldular. İngilizler Kıbrıs Adası rüşvet verilerek, Rusların empoze ettiği ağır şartlar biraz hafifletilebildi.
Reklam
Sanayiin pek cılız olduğu imparatorluk Türkiye'sinde işçiden çok işsiz vardır. Seyyar satıcı, boyacı, küfeci, dilenci vb. biçiminde, bugün «gizli işsiz» dediğimiz on binlerce insan lumpen proleteryayı teşkil etmektedir. Köylerden büyük şehirlere akın ve Avrupa rekabeti karşısında çöken geleneksel küçük sanatlar, lumpen proletaryanın saflarını beslemektedir. Ziya Gökalp'in çömezi Tekina lp, «Sapsağlam yüz binlerce insan boş ve tufeyli» duruyor diye ya kınarak, bu konuda şunları söylemektedir : "Hiçbir kıymet istihsal etmeyen ve toplumumuz için zararlı olan bu tufeyliler, sayısız tembeller. koca şehri kaplamıştır. Bunların yüzünden memleket ekonomisi hastadır. Ötede beride bir sürü aylak kundura boyacısı, ufak tefek işporta eşyası satan insanın gercek istihsal işlerinde kullanılması gereklidir."Tekinalp'ın unuttuğu nokta, emperyalizm in açık pazar haline getirdiği ekonomilerde lumpen proletarya saflarının kacınılmaz biçimde çoğalacağı ve bunun önlenemeyeceğidir. Aşırı setalet ve aşırı zenginlik, sömürge ve yarı-sömürge ülkelerin büyük şehirlerinin ilk göze çarpan özelliğidir.
Bilim ve Teknikte Türkiye
Çin, Hindistan, çeşitli Müslüman ülkeler ve daha başkaları, Ortaçağ’da Avrupa’nın ancak Sanayi İhtilâli eşiğinde eriştiğinden üstün bir teknik evrim düzeyinde bulunmaktaydılar.
Sayfa 42 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Milliyetçilik Bayrağını Ordu Yükseltiyor
Birinci Dünya Savaşı’nda Batı devletleri, kendi vatandaşlarının kanlarını esirgemek için, sömürgelerindeki gençleri askere alıp ellerine silâh verince, Lenin’in söylediği bir söz vardır: “Bugün sömürgecilerin hizmetinde kullanılan bu silâhlar, yarın sömürgecilere çevrilecektir.”
Sayfa 229 - Tekin YayıneviKitabı okudu
131 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.