Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araplar Neden ve Nasıl İsyan Ettiler?

Türklere Veda

Taha Niyazi Karaca

Türklere Veda Gönderileri

Türklere Veda kitaplarını, Türklere Veda sözleri ve alıntılarını, Türklere Veda yazarlarını, Türklere Veda yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu Parliament'i Cemal Paşa için yaktım...
Arap bağımsızlığı ve I. Dünya Savaşıyla ilgili hemen bütün çalışmalarda Suriye'de idam edilen bu otuz bir kişiden bahsedilmektedir. Hatta bu idamların gerçekleştirildiği 6 Mayıs, Suriye ve Lübnan'da "Şehitler Günü" olarak ilan edilmiş ve Arap milliyetçiliğinin sembolleri arasındaki yerini almıştır. Ancak 1918 yılında Suriye'den Anadolu'ya sevkleri yapılan ve sayıları 6.000'i bulan masum kadın, çocuk ve silahsız askerlerin Suriyeli Arap milisler tarafından Rabova Boğazı'nda şehit edilmeleri ne tarihin ne tarihçinin ne de vicdanın konusu haline gelebilmiştir.
Sayfa 301Kitabı okudu
Okudukça yüreğime hançer saplanıyor...
Arapça konuşulan vilayetleri gezen Fransız seyyahlar gittikleri her yerde karşılaştıkları bağımsızlık isteklerine ve Türk düşmanlığına biraz da şaşkınlıkla tanık oluyorlardı. Fransız gezgin 1882'deki kaydında, "bağımsızlık istekleri her yere yayılmış. Müslümanlar gizli dernekler kurmuşlar ve ülkelerini yeniden yapılandırmak istiyorlar. Müslümanlar Hristiyanlarla uyum içindeler. Hikâyenin içinde olmayan tek unsur Türkler" ifadelerini kullanarak Türklerden ayrılma isteğinin ortaya çıkardığı işbirliğine dikkat çekiyordu. Diğer bir gezgin de "Her gittiğim yerde karşılaştığım ortak tek şey vardı: Türk nefreti" cümlesiyle Türklere duyulan nefreti yansıtmaktadır. Gittiği yerlerde İngiltere'ye büyük hayranlık beslendiğine ve İngiltere'nin kurtarıcı olarak beklendiğine şahit olan İngiliz casus Gertrude Bell de 19. yüzyılın ikinci yarısının Türk karşıtı atmosferini yansıtmaktadır.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
Vay Vay Vay...
Tunuslu Hayreddin Paşa, Türkçe bilmesine rağmen devlet işlerinde Arapça kullanmayı tercih ederek yazılarını ve raporlarını Arapça yazıyordu. Devlet adamlarının okuyabilmesi için bunlar sonradan Türkçeye çevriliyor, kendisine sunulan metinler de Arapça kaleme alınıyordu. Hayreddin Paşa'nın etkisiyle olsa gerek bir ara Sultan II. Abdülhamid imparatorluğun resmî dilinin Arapça yapılması konusunu gündeme getirmiş, Said Paşa (Erzurumlu) ortada Türklük kalmaz diye bu girişimi engellemişti.
Sayfa 171Kitabı okudu
Okudukça sinirden başıma ağrılar giriyor...
1916 İsyanı'na katılan Arapların hepsinin üst düzey Osmanlı görevlisi olmaları, memuriyet vermenin sadakat sağlayacağı görüşünü tamamen çürütmektedir.
Sayfa 171Kitabı okudu
Fakat en tehlikelisi Arapça konuşulan eyaletlerdeki milliyetçilik hareketleriydi. Türkler yüzyıllarca bu toprakları yönetmiş olmalarına rağmen nüfus dengesini değiştirmemişlerdi. Arapça konuşulan yerlerdeki Türk nüfusu yok denecek kadar azdı. Mısır, Irak, Suriye, Yemen, Asir ve Hicaz'da ayaklanmalar çıkması halinde bu bölgeleri kontrol altında tutmanın imkânı bulunmuyordu.
Sayfa 170Kitabı okudu
Suudi Amerika'nın ataları...
Muhammed bin Abdülvehhab'ın temel düşüncesi İbn Teymiyye'nin (ö. 1328) görüşlerine dayanıyordu. Ona göre Kuran ve Sünnet dışında kalan her şey din dışıydı. Müslüman, çağın getirdiği bozulmalardan etkilenmemeli ve saf İslam'ı yaşamayı seçmeliydi. Saf İslam'ın yaşanılmasını sağlayacak kavim de ancak Araplar olabilirdi. Osmanlı sultanı ve halife İslam'ı temsil etmediği için ona bağlı kalmak gereksizdi.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Kavm-i Necib meselesi :)
Arap milliyetçiliği üzerine çalışan hemen bütün düşünürlerin üzerinde hemfikir olduğu konu Türklerin Kuran-ı Kerim'in dili olan Arapçaya gösterdikleri büyük saygıdır. İmparatorluğun yönetiminde kullanılan dil Türkçe iken, ilim, din ve hukuk alanlarında kullanılan dil Arapça olmuştur. Türkler Arapçaya ve Araplara değer verirken Araplar da doğal olarak kendilerini üstün ırk olarak görüyorlardı. Durum biraz daha karmaşıktı. Yönetilen Araplar efendileri olan Türkleri "aşağı ve sefil", kendilerini ise üstün ırk olarak tanımlıyorlardı. Bu bakış açısı Emevilerden beri İslamiyet'in içerisine kaynatılmış Arap ırkçılığının tezahürüydü. Nitekim Kral Abdullah'ın Arapların Araplara ve Türklere bakış açısını yansıtan şu cümlelerini bir kez daha hatırlamak gerekir: "Bizler üstün olduğumuz halde hakir görülürken, hakir görülmesi gerekenler tepemize çıkıyordu."
“İmparatorluğa isyan eden Hüseyin ailesi ve işbirlikçileri kaderin bir cilvesi olarak ya sürgüne gönderildiler ya da katledildiler. Arap İsyanı’ndan geriye kalan ise akıtılan Türk kanı ve parçalanan İslam dünyası oldu.”
Sayfa 374 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Sizleri özgürleştireceğiz diyen Batılı güçler Orta Doğu’yu parsel parsel kendi manda yönetimleri altına aldılar. Araplara düşen ise Türklerin kanıyla kaplanan tarih sayfalarına kaydedilen hayal kırıklıkları, bitmeyen acılar ve ıstıraplar oldu.”
Sayfa 367 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Savaş esnasında Filistinliler Türk askerine doğrudan silah kullanmaya cesaret edemediler ama İngilizlere yardım ederek isyana destek verdiler.”
Sayfa 364 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
128 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.