Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türklerin ve Moğolların Eski Dini

Jean Paul Roux

Türklerin ve Moğolların Eski Dini Sözleri ve Alıntıları

Türklerin ve Moğolların Eski Dini sözleri ve alıntılarını, Türklerin ve Moğolların Eski Dini kitap alıntılarını, Türklerin ve Moğolların Eski Dini en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüzde Şaman davulu üzerinde bazen hem erkeğin hem kadının cinsel organı temsil edilmektedir.
Tüm eski dünyada Türkler ve Moğollarla karşılaşmamış çok az kimse ve yerleşmedikleri takdirde ezip geçmedikleri çok az toprak parçası vardır.
Reklam
Büyük Şaman, Şaman başrahibi, Cengiz döneminde ve Cengiz'den önceki çağlarda beki'dir, bu kelimede Türkçedeki beg, "güçlü", sonraları bey şekline dönüşen "efendi" kelimesini bulmak olasıdır.
Genelde Gök-Tanrı, onun niteliklerini almadan çok evvel dahi, Allah'a benzetilmiştir. Gök-Tanrının hayattaki uzantısı olan kut, tanrının lütfü oldu; onun emri olan yarlık, şefaat veya af oldu. Paganizmin tanrıları veya şeytanları, cinlere ve perilere benzetildi veya kültleri bir din ulusunun üzerine aktarıldı.
Günümüz Türkiye'sinde bile hala devam ediyor bu inanış:
Hastalığın çoğu kez bir suçun yani bir tabuya karşı gelme ve görünmeze karşı işlenmiş bir kabahat sonucu geldiğine inanıldığını daha büyük bir ilgiyle saptamaktayız. Bu durumda hastalığı tedavi etmek için büyüyle yetinilmiyor, iyi davranışlarda bulunmaya çalışılıyordu. Mesela esirler serbest bırakılıyor ve daha fazla sadaka veriliyordu.
Reklam
(Göçebe) Türkler, Abbasi halifeleri ile Samaniler gibi onlara bağımlı büyük devletlerin hizmetine memluk, "köle," yani paralı asker olarak girdiler. Araplar artık savaşmayacak kadar zengin olduklarımdan (Göçebe) Türkler kendilerine yeni bir iş alanı buldular.
Bilge Kağan duvarlarla çevrili şehir inşa etmeyi düşlerken hala Budizme karşı ilgi duyabiliyordu; ancak Tonyukuk bu konu üzerinde aşağıda ki şekilde tartışarak bu eğilimden uzaklaştırmayı başarmıştır. "Buddha ve Lao-tseu insanlara yumuşaklığı ve alçakgönüllülüğü öğretmektedir. Bu öğretiler savaşçılara yaraşan özellikler değildir.
Eğer şimdi böylesi kötü düşüncelerimiz varsa gök tarafından sevilmeyeceğiz.
moğolların gizli tarihiKitabı okudu
Hiçbir ok yaşayacak olana saplanmaz oysa kader, barış zamanında bile ölecek olanların günlerini sayılı kılar.
Reklam
Çinlilerin isimlerini TU-KİU diye çevirdikleri türk, daha doğrusu türük'ün çoğulu olarak türkük denilen ve bizim ilk tarihsel Türklerimiz olan toplulukların varlığı bizi özellikle ilgilendirmektedir. Demirciliği meslek edinen TU-KİULAR 522 yılında yöneticilere karşı ayaklandılar ve tüm Yukarı Asya'ya egemen olarak çok büyük bir imparatorluk kurdular.
Uykunun kimi zaman "geçici ölüm" sayılması ve rüyanın ruhun serseri şekilde dolaşması veya başka bir ruhun ziyareti şeklinde kabul edilmesi dolayısıyla düş yorumu özünde Şamanizmle çok yakından bağlantılıdır.
Bir kadının onuru ile oynayan bir Tu-kiu önce hadımlaştırılır ve ardından ikiye parçalanırdı, Oğuzlar zina yapan iki kişiyi, birbirine bağlı iki ağaca bağlarlar ve sonra ani bir hareketle bu iki ağacı birbirinden ayırarak suçluların kol ve bacaklarını çektirerek koparırlardı. İşkencede ağacın devreye sokulması, bir ölçüde, kesim sırasında ağacı eşini aldatan kişiler üzerine düşüren Anadoludaki Tahtacı geleneğini hatırlatmaktadır. Bazen oğlancılığa, özellikle Oğuzlarda, bir cinayet gözü ile bakılır ve Cengiz Han yasası Yasak'ta bu, ölümle cezalandırılırdı. Hırsızlıklar, maddi zararlar, yaralamalar, büyük para cezası veya dayaktan ölüm cezasına varan muhtelif cezalarla cezalandırılmaktadır; başkasının malını çalmak daima cezayı gerektirir ve daha önce de değindiğim gibi, atlar söz konusu olduğunda, bu suç büyük bir önem kazanır.
Sayfa 184Kitabı okudu
Cengiz Han'ın ölümünden otuz yıldan biraz daha fazla bir süre sonra, 1260 yılında Hindistan'da bir müslüman tarihçi, Cüzcanî tarafından yazılan ve ayrıntılı bir incelemesi yapılmaya değer olan, Tabakât-ı Nasıri oldukça garip bir öyküsünü ele almak lazım. Ona göre Cengiz Han büyücülük yapmış ve şeytanlarla arkadaşlık bağı kumuştu. Trans haline geçme ve bu durumda iken şeytanlar tarafından telkin edilen ve özellikle kendi zaferlerini önceden haber veren, çeşitli laflar etme alışkanlığı vardı. Tabiatiyle, Cengiz Han bir şaman değildi, ancak Cüzcanî'nin lafları da herhalde tamamen uydurma değildir.
Niteliği ve rolü yönünden okun , sahibiyle sıkı ilişkileri olan bir nesne olduğu kesindir. Sahibi için öldürür. Öldürmenin sorumluluğu , okun , öldürenin işaretini taşımasını manen zorunlu kılması gibi, öldürenin kime ait olduğunun bilinmesini de maddeten zorunlu kılar. Dolayısıyla Vuhuanlardan beri okun kertikli, boyalı, ucuna tüy takılmış olup olmadığı, badem goncalarıyla, boynuzla , ardıçla ve ya altınla süslenmiş olup olmadığı ya da İranlılarda olduğu gibi üzerine kazınarak kahramanların ismini taşıyıp taşımadığı görebiliyoruz. Bu sayede ok derhal saptanır hale geliyordu; ok'tan türeyen oku- fiili "okumak , öğrenmek" gibi ok da "okunuyordu".
126 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.