Benim için gerçekten etkileyici bir kitaptı.
Kitabın çoğu bölümü yazarın kendi hayatından kesitler içeriyor diye düşünüyorum. Bir çok karakter var. 80 yıllarında üniversitede okuyan gencin hikayesi. Horasan'dan gelip şehirde okumaya çalışan bir genç. Ancak parasızlık onun her türlü yola girmesine neden oluyor. Çatışmaların, kavgaların, ölümlerin bolca olduğu o dönemlerde okumaya çalışan bir genç ve onu kendi yanlarına çekmek için uğraşan diğerleri. Konu olarak çok da yabancı değiliz az çok fikir sahibiyiz. Yazarın anlatımı da gayet akıcı. Kitabın sonunda gerçekten de tutkuların nasıl keder olduğunu yaşayarak görüyorsunuz.
Yazarın biyografisinde ki şu kısım gerçekten etkileyiciydi. Paylaşmak istiyorum.
"Ortaokul 2. Sınıftan itibaren çalışmaya başladı. Boyacılık, garsonluk, bulaşıkçılık yaptı. Ayakkabı boya fiyatını 50 kuruştan 25 kuruşa düşürdüğü ve kaliteyi de üst düzeyde tuttuğu için Horasan'daki kahvehanelerin aranan boyacısı oldu. Ayakkabısının rengine, oturduğu kahvehaneye gidiş saatine ve hangi sıklıkta boya istediğine göre müşteri arşivi oluşturdu. Bu durumdan rahatsız olan diğer boyacılar sonunda dayanamadılar ve piyasalarını bozan bu yeni boyacıyı bir kenarda kıstırıp darp ettiler. Boya sandığını kırıp dağıttılar. Boyacılık yapmaktan mecburen vazgeçti."