"Bana ne kadar acımasız davrandığını şimdi anlıyorum, ne kadar acımasız davrandığını ve nasıl aldattığını. Neden beni hor gördün? Neden kendi kalbini de yanılttın, Cathy? Seni avutacak tek söz söylemeyeceğim. Bunu hak ettin. Sen kendi kendini öldürdün. Evet, beni dilediğin kadar öpüp ağlayabilirsin, benden de karşılık görebilir, bana da gözyaşı döktürebilirsin; bunlar seni yakıp bitirecek, seni kahredecek. Beni seviyordun - öyleyse beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Söyle, Linton'a duyduğun o geçici heves yüzünden beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Çünkü ne yoksulluk ne alçalma ne ölüm, kısacası Tanrı ile Şeytan'ın elbirliğiyle üzerimize yığabileceği hiçbir şey bizi ayıramayacakken, bunu sen kendi isteğinle yaptın. Senin kalbini ben kırmadım, onu sen kendin kırdın; kendininkini kırarken benimkini de kırdın.”
Hepimiz bir başlangıç dönemi geçirdik; ilkin hepimiz bocalayıp sendeledik; öğretmenlerimiz yardım edeceklerine bizimle alay etmeye kalksalardı, hâlâ da bocalıyor, sendeliyor olurduk.
Yeryüzündeki her şey yok olsa, geriye bir tek o kalsa, ben yine yaşarım, yine nefes alırım.Ama her şey kalsa bir tek o yok olsa, evren benim için acımasız bir yere dönüşür.Ben artık o hayatın bir parçası olamam.