“Güneş ışınları kötü bir şeyin habercileri gibi bulutların arasından sızıyorlardı. Az sonra tamamen yokluğa karışacaklarını biliyor gibi bir halleri vardı.”
“Annesi hep, kendi isteklerini değil de, başkalarının isteklerini düşünmeye başladığın vakit yetişkin biri olmuşsundur, derdi. Planların, gizemlerin, sırların ve serüvenlerin büyümekle bir alakası yoktu!”
“Asırlık ağaçları boğarcasına büyüyen sarmaşık filizleri ve sürüngen asmalar, tozlu pelerinler gibi denizden esen rüzgarla birlikte dalgalanıyorlardı.”
“Ciğerlerinde kalan azıcık havayı da harcadıktan sonra, kar minaresinden yükselen ve buzul rüzgarlarında yokluğa karışan kederli ezgileri dinlemek için durdu.”