Bu kez serzenişim yayınevine değil yazarcığıma. Caagnım Fairleigh Sisters Serisini neden iki kitapla bitirmiş hiç anlamıyorum. Hele ki okunması gereken bir sürü karakteri varken. Misal Ned, George, Harriet hatta Allegra’nın bile hikâyesini aşırı çok okumak isterdim. Kedilerle çevrili bu hikâyeyi özleyeceğim.
İlk kitaptan tanıdığımız Laura’nın psikopati manyak kız kardeş Lottie manyaklıklarına kaldığı yerden son sürat devam ediyor.
Lottie, sosyetenin dedikodu kazananın bir numaralı adamı Ölüm Lordumuz, Kanlı Marki Hayden St. Clair’in kısa süreliğine evine geldiğini keşfeder. Yazmayı planladığı romanının psikopat katil profilini oluşturmak için Hayden’i bir kerecik görmek ister. Evinden gizlice çıkıp markinin evine gizlice girmeye çalışmak ne kadar zor olabilir ki?
Hayden, Lottie’yi evi dikizlerken yakalar ve kızı tamamen farklı biri zannedip uygunsuz birkaç girişimde bulunur, üstüne bu girişim pencere kenarında olunca olmayacak kişiye yakalanmalarına neden olur.
Yine ilk kitaptan tanıdığımız Dük Sterling, bu işe çok ama çok kızar ve Hayden’e ya düello ya da evlilik seçeneğini sunar. Canım acılı Markim zoraki de olsa evliliği seçer. Seçer seçmesine lakinLottie’yi daha yakından tanıyınca düelloyu mu seçseydim acaba sorunsalı da Markimin peşini bırakmaz.
Ponçik kalplim Markim benim, münzevi bir hayat yaşamak isterken Lottie ve Allegra’nın pençesine düşmek günahlarına kefaretten başka bir şey olmasa gerek.
Okurken fazlasıyla keyif aldığım kitapları önermeyi sizlere borç bilirim. Mutlaka OKUYUN ve OKUTUN
KitapRüyasından Sevgilerle
