Mümin kişi Rasulullah Muhammet'in risaletinden önce ve onun irtihalinden sonra iman ve küfür arasinda aynı uyuşmazlığın yürürlükte olduğunu fark etmede zorlanmaz..
İmanımız, zahirle bâtin arasındaki, iç dünyamızla dışımızdaki arasındaki sahih irtibatin kuruluşundan kuvvet alir..
Irtibat güçlendikçe iman artar, irtibat azaldikça iman zayıflar..
Káfirler bilgi ve iman ilişkisini reddeder. Küfrün iddiası her bilinen şeyin algı boyutlarında yer aldığıdır.
Eğer karşılarına algıları aşan bir bilme çıkarlırsa, kâfirler bunu "anormallik" diye nitelendireceklerdir. Bu ise, gevezelikten başka bir șey değildir..
Hayat sanki kendimi mecbur ettiğim ve kendi mi ruhsal olarak bağlamamak için özel çaba harcadığım işlerden ibaret. Bir çoklarına göre hayat olağan akışı içinde geçip gidiyor. Ben neyin olağan, neyin olağan dışı veya olağanüstü olduğunu doğru dürüst tartamamanın acısını çekiyorum.
(..)
Oysa salaklar hayatı kaim çizgilerle çerçevelemekten hoşlanır. Kalıplaşmış kavramlarin gölgesinde üstün körü konușurlar ve aralarında "umumiyetle' anlaşırlar. Dünyaya dünyalığını veren ham maddenin adina her salağın bir başka salakla kolaylıkla anlaşmasını sağlayan "nesnel gerçeklik" derler. Nesnel gerçeklik salakların titizlenenleri susturmak, etkisiz birakmak için yeri ve zamanı gelince patlattikları taarruz bombasıdir. Kabaca, kabalıkla yaşamanın herkese uygun düşebileceği, herkesin zaten kaba saba yașadığı yanılgısına kapılan salaklar; Almanların "das man' dediği kategoriyi oluştururlar. Cehaletleri, kabalıkları, zevksizlikleri yüzünden baskıcı bir düzenin hizmetkârlığını yapan bu salaklar, güzelliğin dürüstlüğün, sevginin maziye gömüldüğünü iddia etmekle kalmaz, toplum hayatının muteber bölgelerinde bizzat baskıcı bir unsur olarak yer tutarlar. Titizlerin ilkelere olan bağlıliğıyla gizliden gizliye alay ederler. Gizliden gizliye.. Çünkü alaycı tavirlarını nadiren, birbirlerini tanımaya yarasın diye açığa vururlar. Kendilerine ahlâki vecibeler hatırlatldğı zaman salaklığını kaybetmekten korkanların dilinden sıkça șu sorunun döküldüğü duyulur: "Hangi çağda yaşıyoruz?"