Kendine acımak, sonsuz keder ve bunaltısı
şu dünyaya tapanın ve umanın ve umudu kesenin
bir başka... (Kim cesaret edebilir ki bir başka
dünyadan demeye?)
........................................
"Garip acıma..."
güvenilmeyen, gecenin karanlığı,
bir şimşek, bir gökgürültüsü ve sonra
ne fırtına, ne bir şey. Sen de
bu kadar çabuk mu gitmiştin ne,
konuşmadan bile? Ama, gülünç değil mi
hâlâ dudakların olduğunu düşünmek.
Uzakta bir takside gizlenerek
izlemek zorundaydım cenaze törenini
kurtulmak için gözyaşlarından ve sıkıntıdan.
Yaşama da önem vermiyordun,
şişinmelerine, açgözlülüklerine de yaşamın,
evrensel kangrenlere ne de
kurda dönüştüren insanı.
Milyonlarca merdiven indim kolumda sen
değil elbet dört gözle belki daha iyi görülür diye.
Seninle indim, biliyordum çünkü ikimizden
sendin yalnızca gerçek olan gözbebekleri
ne kadar kamaşmış olsalar da.