"Gerçeği bilmek istiyorsan, seni terk etmek istemiyorum ben" dedi, hemen sonra.
"İyi o halde, terk etme beni" dedim.
"Ama seninle kalarak bir yere varamıyorum ki."
Saat dokuzu bulduğu halde, birkaç aydınlık pencerede harıl harıl çalışan insanlar görebiliyordum. Nasıl bir işte çalıştıklarını kestiremezdim ama hiçbiri mutlu görünmüyordu. Kuşkusuz onların gözüne ben de üzgün ve perişan görünüyor olmalıydım.
Doğduğum kenti yitirmiştim, ilkgençlik yaşlarımı yitirmiştim, karımı yitirmiştim, üç ay sonra yirmili yaşlarımı da yitirecektim. Altmış yaşıma geldiğimde benden geriye ne kalacaktı düşünemiyordum. Böyle şeyler düşünülemez. Bir ay sonra bile neler olacağını kimse bilemez.
Marukami ,Japon İmparatorluğunun saldırgan kolonyal hegemonyası ile devletin görünmez güç ve kontrol ağlarını Koyun kavramı ile cisimleştirmiş ve Koyun'un sembolleştirdiği karanlık gücü ise kapitalist düzenden yorulan ve şimdiye kadar çevresindekilere karşı duyarsız kalarak eyleme geçmeyen başkişisi aracılığıyla yok etme girişiminde bulunmuştur.
Ve yaşamamız gereken yılların uzunluğunu göz önüne alırsanız, attığımız temeller topu atmak üzereydi. Dört yıllık birlikteliğimizde yaptığımız tek şey, birikimlerimizi kemirmek olmuştu
"Gerçeği bilmek istiyorsan, seni terk etmek istemiyorum ben," dedi, hemen sonra.
"İyi o halde, terk etme beni," dedim.
"Ama seninle kalarak bir yere varamıyorum ki."