Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ayşegül

Sabitlenmiş gönderi
Artık çantan hep orada ama sen yoksun. García Márquez yazmıştı: "Sevdiğimiz insanlar bütün eşyalarıyla birlikte ölmeli."
Reklam
Seni içinin demir parmaklıklarından azat edeceğim!
Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğru, hep başkayız. Ayak bastığımız her yer dünyanın merkezi oluyor. Her şey bizim çevremizde dönüyor...
"Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da bir kaçamak yolu yok mu? Simidi kır, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp, kimseye sezdirmeden ağzına at. Ama, ben dişlerim sağlamken ısıracağım."
Reklam
Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.
192 syf.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan
7.7/10 · 59,7bin okunma
Ve yaşamamız gereken yılların uzunluğunu göz önüne alırsanız, attığımız temeller topu atmak üzereydi. Dört yıllık birlikteliğimizde yaptığımız tek şey, birikimlerimizi kemirmek olmuştu
"Gerçeği bilmek istiyorsan, seni terk etmek istemiyorum ben," dedi, hemen sonra. "İyi o halde, terk etme beni," dedim. "Ama seninle kalarak bir yere varamıyorum ki."
Ne kimseyi görme, ne de konuşma, düşünme, dışarı çıkma, yerinden kımıldama isteği duyuyorsun. Yine böyle bir günde, biraz daha önce, biraz daha sonra, bir şeylerin yolunda gitmediğini, açık konuşacak olursak, yaşamayı bilmediğini, hiç bilmeyeceğini şaşırmadan keşfediyorsun.
Reklam
128 syf.
6/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Hapishane
HapishaneCesare Pavese
7/10 · 209 okunma
132 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hızlandıkça Azalıyorum
Hızlandıkça AzalıyorumKjersti Skomsvold
7.2/10 · 1.782 okunma
Artık ölmekten korkmuyorum, yalnızca tek başına ölmekten korkuyorum, bunu da şimdiden yaptım zaten.
Bunların bir anlam kazanacaklarından, bir tür anlam vereceklerinden nasıl emin olduğumu düşünüyorum. Ama kimi zamanlar insanın anlamsıza anlamı kendisinin vermesi gerekiyor.
"Yaşam hiç de güzel değil bence,” diyorum ve sonra yürümeye başliyorum. Ama o sırada Aage B. “Güzel de olmamalı zaten." diyor. "Ne?" deyip duraklıyorum. “Yaşamın güzel olması gerektiğini kim söylüyor.” Bunu bir soru gibi söylemiyor, konuşurken bana bakmıyor. "Güzel olması gerekmiyor mu?" diye sorarken benimle konuşuyor olmasının şaşkınlığını üzerimden atmış değilim daha. "Hayır," diyor Aage B. “Yaşam zor olmalı."
"İyi ama korkmuyor musunuz?” diye soruyorum. “Ölümden korktuğumdan daha fazla, yaşamaktan korkuyorum,” diyor. "İnsan benim kadar yaşlanınca ölümden korkmayı bırakıyor." Kaç yaşında olduğunu sormuyorum, belki benden bir yaş daha gençtir. "Gerçeği söylemek gerekirse," diye sürdürüyor konuşmasını, “artık kürekleri bırakacağım için seviniyorum. En gerekli olanlar dışında sahip olduğum her şeyi dağıttım, şimdi, buraya yıldırım düşecek olsa; 'Gel, al beni, hazırım!' diye seslenirdim."
3.295 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.