Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tercih Çarpıtmasının Toplumsal Sonuçları

Yalanla Yaşamak

Timur Kuran

Yalanla Yaşamak Sözleri ve Alıntıları

Yalanla Yaşamak sözleri ve alıntılarını, Yalanla Yaşamak kitap alıntılarını, Yalanla Yaşamak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kutuplaşmış bir politik ortamda, bireyler isteseler bile ta­rafsız bir konuma yerleşemezler. Her iki taraf da tarafsızlığı ya da ılımlılığı düşmanla işbirliği olarak algılayabilir ve böyle­ce ılımlılar iki ateş arasında kalabilir.
Sayfa 84 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Söylenen söz, gönülde yatan tercihi değiştir­mez.
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sad but True :)
Başkalarının düşüncelerinden özel bir çaba göstermeden kolayca yararlanmaya çalışanlar olduğu sürece, bir düşünceye ulaşılmasını kolaylaştırarak o düşüncenin yaygınlaşması sağlanabilir. Zaten bu tür kolaylıklar yaratmak politik başarının gerekleri arasında yer alır. Eğer bir grup, yalnızca akla seslenerek insanları ikna etmeye çalışıyorsa, dinleyiciler arasında düşünme zahmetine katlanmaktan kaçınan bedavacılar (free riders), başkalarının ileri süreceği görüşleri de değerlendirmeden benimseyeceklerdir.
Sayfa 212Kitabı okudu
Elbette kendi  deneyimlerimizden öğrenir ve kendi düşüncelerimizi geliştiririz. Bununla birlikte, bilişsel gücümüzün sınırları, toplumun  politik gündeminde yer alan konuların yalnızca bir bölümünü  derinlemesine ve kapsamlı bir biçimde düşünmemize olanak  sağlar. Her konuyu kendi başımıza araştırınayı ne kadar istesek  de, saklı tercihlerimizi belirleyen saklı bilgimiz büyük ölçüde  kamusal söyleme, daha çok da bu söylemin yüzeysel öğelerine  dayanır.  Tercih çarpıtması kamusal söylemi etkiler; çünkü saklı tercihlerimizi başarıyla gizleyebilmek için bunların dayandıkları  bilgiyi de gizlememiz gerekir. Yani, tercih çarpıtmamızı bilgi  çarpıtması (knowledge falsification) yoluyla güçlendirmek zorundayız. Bilgimizi çarpıtmakla, kamusal alandaki bilgiyi çarpıtır,  yozlaştırır ve yoksullaştırırız. Doğru bildiğimiz olguları başkalarından saklarken, başkalarını yanlış olduğunu bildiğimiz olgularla yüz yüze bırakırız.
Politik kampanyalara aşina olan herkes, kampanyaların büyük oranda tekrar içerdiğini bilir. Bu kampanyaları yürütenler, bir ölçüde yeni insanlara ulaşmak, bir ölçüde de işlenen mesajların kanıtlanmış gerçekler olarak kabul edilmesini sağlamak için her fırsatta aynı şeyleri söylerler. Politikacılar gibi tüketim mallarının reklamını yapan şirketler de tekrarlamayı, kitleleri ikna etme yolu olarak kullanırlar. Bıkıp usanmadan aynı slogan ve mesajları yinelemek yoluyla dikkat çekmeye çalışırlar. Reklamlar karşısındaki tutumları inceleyen araştırmalarda, bu tür tekrarlamalar başlıca şikâyet konusudur. Yine de tanışlık, beğeni ve çekiciliğe yol açtığından, tekrarlamaya dayalı reklamcılık yaygındır. Deterjan arayan bir tüketicinin eli, kendiliğinden, izlediği reklamlardan tanıdığı bir markaya uzanacaktır. Akademisyenler de inanılılırlıklarını artırmak için tekrarlamaya başvururlar. Aynı noktayı, aynı çalışma çerçevesinde bile farklı biçimlerde yineleyerek bir yazar, tekrarın verdiği güçle itibar kazanmaya çalışır. Pek çok yanlış görüş tekrarlana tekrarlana sorgulanmayan gerçek konumuna erişmiştir. Bu hata "bıkkınlık yoluyla inanma yanılgısı" (fallacy of argument ad nauseam) olarak bilinir.
Sayfa 213Kitabı okudu
Zayıf Öngörü ...
Nihayet istikrarlı gözüken ve uzun zamandır iktidarda bu­lunan bir yönetimin birdenbire yıkılarak herkesi şaşırtabilece­ğini açıklamaya hazırız. Politik değişime giderek sıcak bakmaya başlayan kişiler, eğilimlerini topluma yansıtmak zorunda değildirler. Yönetim geniş çaplı desteğe sahip, dolayısıyla da çok güçlüyse, bu ki­şiler statükaya bağlı görünmeyi yeğleyecek, sonuç olarak yö­netimin çürük temellere dayandığını yönetimin kendisinden, dış gözlemcilerden, muhalefet önderlerinden, hatta birbirle­rinden bile gizlemiş olacaklardır. Böylece yönetimi devirebi­lecek bir domino dizisinin oluşmakta olduğunu, yönetimin halktan aldığı açık desteğin, muhalefet azıcık büyüse bile eri­yivereceğini kimse bilmeyecektir. Ama er geç kendi başına önemsiz bir olay birkaç kişiyi patlama noktasına getirecektir. Bu kişilerin sokaklara dökülmesi, uzun zamandır gelişen do­mina dizisini sonunda harekete geçirerek muhalefete iktidar kapısını açacaktır.
Sayfa 318 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“İnsanların toplumsal konumları bilinçlerinden kaynaklanmaz; tam tersine, konumları bilinçlerini belirler.” Karl Marx
Tercih çarpıtması kamusal söylemi etkiler; çünkü saklı tercihlerimizi başarıyla gizleyebilmek için bunların dayandıkları bilgiyi de gizlememiz gerekir. Yani, tercih çarpıtmamızı bilgi çarpıtması yoluyla güçlendirmek zorundayız. Bilgimizi çarpıtmakla, kamusal alandaki bilgiyi çarpıtır, yozlaştırır ve yoksullaştırırız. Doğru bildiğimiz olguları başkalarından saklarken, başkalarını yanlış olduğunu bildiğimiz olgularla yüz yüze bırakırız.
Küçük Olaylar ve Saklı Tercihierin Evrimi
Tanınmış bir siyaset bilimci, oy verme kabinine giren bir seçmenin, "ülkenin savaşta ya da bir ekonomik bunalımın için­ de olup olmadığını saptadıktan sonra, endişe edilecek bir du­rum görmezse oyunu kim iktidardaysa ona verdiğini" öne sürer. Başka türlü söylersek, seçmen önce kişisel konumunu belirli bir standarda göre değerlendirir,
Sayfa 360 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gerçekte, yığınlar zararlılar da dahil olmak üzere kendilerini etkileyen tüm olgulara katkıda bulunurlar.
Reklam
Neyseki bizim ülkemizde böyle bir durum yok!
Devletin misilleme yapmasından korkan muhalifler, düşündüklerini söylemekten, resmi politikalara ilişkin kuşkularını dışa vurmaktan, reform isteklerini dile getirmekten kaçınırlar. İşte bu “ yalanla yaşatmaktır.”
Kitleler...
Başkalarının tutumlarının haklı nedenlere dayandığını varsayarak egemen görünen görüşü içselleştirmemiz mümkündür. Başkalarından kaynaklanan bir görüşü haklı göstermemiz gerekirse, bunda da hiç zorlanmayız. Oluşturduğumuz gerekçeler, genellikle kitle iletişim araçlarının sunduğu sloganlar, genellemeler ve savlara dayanır. Basın-yayın araçları güncel sorunlara ilişkin eğilimlerimizi biçimlendirmekten öte, görüşlerimize yönelik eleştirileri nasıl yanıtlayacağımıza dair yüzeysel açıklamalarımızı da biçimlendirir.
Sayfa 219Kitabı okudu
Toplum­sal baskılar, bazı duygularını olduğundan farklı göstermesinde kişiyi daha temkinli kılabilir.
Sayfa 59 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gönül gö­zümle bakar da haklı olduğumu görürsem, bana binlerce, on binlerce kişi karşı dursa bile yoluma devam ederim" Konfüçyüs
Sayfa 59 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çağdaş demokrasilerin bireysel anlatımı baskı altına alması, 18. ve 19. yüzyılların büyük düşünürlerini şaşırtmazdı.  Tocqueville Amerikan demokrasisinin, birey olarak yurttaşları yönetimin zorbalığından korurken, daha kötü bir zorbalığa,  uyumculuğa mahkum ettiğini söylemişti. Amerikan kamuoyunun, uyuruculuk karşıtlığı, özgürlük ve özerkliği yücelten bireyleri bile kendisine uyduracak kadar güçlü olduğu görüşündeydi.¹⁰ Aynı şekilde John Stuart Mill de, devlet baskısının bireyi, arkadaşlarının, komşularının ve öteki yurttaşların baskısına  oranla daha az rahatsız ettiğini savunuyordu.¹¹ 10 Alexis de Tocqueville, Democracy in Aınerica, yayma hazırlayanlar Henry Reeve, Francis Bowen ve Phillips Bradley, 2 cilt (New York: Alfred A. Knopf, 1989; Fransızca ilk basım, 1835), özellikle de cilt 1, s. 254-270, ve cilt 2, s. 316-321. 11 John Stuart Mill, On Liberty (Indianapolis: Hackett Publishing Co.,1978; ilk basım, 1859), özellikle de 4. bölüm
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.