Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dehanın Nörobilimi

Yaratıcı Beyin

Nancy C. Andreasen

Yaratıcı Beyin İletileri

Yaratıcı Beyin iletilerini, Yaratıcı Beyin okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin
kitabında yaratıcı beyne sahip insanların, zihinlerine o yaratıcı fikirler akmaya başladığı zaman kendilerini çoğunlukla gerçek dünyadan soyutladıkları, derin düşüncelere daldıkları söyleniyordu. Ben Stephen Hawking’le ilgili bir şeyler yazacağım ama önce bir giriş yapalım. Amerikalı ünlü oyun
Hâlâ
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin
‘i okuyorum da kitaptan gördüğüm Xanadu’yu internetten araştırırken bir blogla karşılaştım: zamaninotesi.com/2012/11/07/xanadu Yazıda geçen konuyla ilgili yorum yapmayacağım. Geçmiş, gelecek, şimdiki zaman nedir falan. Zaman çatışmalarına şu an için ilgim yok ama yorumları okurken Richard Bach yine çıktı karşıma. Son zamanlarda bu yazarla çok sık karşılaşıyorum ve kendi hayatımda tesadüflere çok inanmadığım için bu kadar çok denk gelmenin bir sebebi olmalı diye düşünüyorum. Bir an önce vakit bulup kitaplarını okumalıyım sanırım.
Reklam
Bu,
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin
’i okuduğumdan beri yaratıcı süreç tasvirine kaçıncı denk gelişim artık saymıyorum. Son okuduğum kitapta da Stephen Hawking’in bunu deneyimlediği (ilhamın geliş anı diyebiliriz) kısmı paylaşmak istiyorum: Kendi anlatımıyla Hawking, “ani keşif anı” ya da “aşırı sevinçten kendinden geçme anı”
Tam nöroloji komitesine başladığımız bugün kütüphanede çok güzel bir kitaba rast geldim
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin
umarım okuyacaklarımı okumaya ömrüm yeter çok fazla güzel kitap var ya
Nietzsche’ye Aniden Gelen İlham & Yaratıcı Zekası
2 ay kadar önce
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin
kitabını okumuştum. Nörobilimci olan yazar, yaratma eylemi gerçekleşirken beyinde neler olup bittiğini irdeliyordu. Daha önceden ortaya yaratıcı eserler koymuş kişilerin bu yaratıcı süreçleriyle ilgili kendi tasvirlerine yer veriyordu. Maalesef kitabı kütüphaneden alıp okuduktan sonra iade ettiğim için şu an bakıp kesin alıntılar yapamıyorum ama orda Coleridge’nin gördüğü bir rüyadan sonra Kubilay Han ile ilgili yazdığı şiirle ilgili: rüyasında tutulduğu imge sağanağından sonra, sayısından tam emin değilim ama 300 kadar dizesi olan bir şiir yazıyor. Ama zorlanmadan, hepsini direkt zihninden, çaba sarf etmeden, kurmadan, düşünmeden kağıda aktarıyor. Dizeler zihnine doldurulmuş gibiydi. Ezbere yazıyor gibiydi. Rüyasından gelen ilhamın gücüyle yazmıştı. Bu yazdığı anlarda biri tarafından işinden alıkoyulmasa belki daha da fazlasını yazacaktı ama tekrar devam etmek için uğraştığında şakır şakır yazamadı. İşte bu “serbest çağrışım” denen, sadece yaratıcı insanlara özgü olan şeyi o an Coleridge yaşamıştı. 134. sayfayı okuduktan sonra gördüm ki diğer birçoğu gibi 1888 yılının sonbahar döneminde eserlerini ortaya koyarken Nietzsche de yaşamış bunu. Bu yazdıklarımı, kitaptan yardım alarak daha çok açmak isterdim ama Andreasen bu bahsettiğim 134. sayfadaki satırları okumuş olsaydı eminim kitabında yer verirdi. Daha birçok yaratıcı insanda da bu yaratıcı süreç o sayfada tarif edilen şekle çok benzer tarzda işliyor. Bu da böyle kendi kurduğum bi bağdaştı, paylaşmak istedim.
Bu gece yaptığım alıntıları beğenen birkaç kişinin
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin
‘i okuyacakları kitaplara eklediğini gördüm. Kitap bittikten sonra da insanları bu kitabı okumaya heveslendirecek dolu dolu bir inceleme yazmayı planlıyorum ama şimdiden birilerini bu harika kitapla tanıştırabildiysem ne mutlu bana