1800'lü yılların düşünürü.Okuduğum felsefi kitapların devamında bunu okumak hayli güzel oldu.Cemil Meriç,Bu Ülke'de siyaset üzerinde daha çok duruyor.Platon,Devlet'te siyaset ve günlük yaşam üzerinde duruyor. Arthur ise bu kitapta günlük yaşam,ömür,hayat hakkında yazmış.Kendi deneyimlerini,kendi davranışlarını yazmış gibi görünse de,çoğu öğütte ise benim hissettiğim;kendi yapamadıklarını da yazmış olduğu. Hayatında uygulayamadığı bazı düşünceleri de yazdığını düşünüyorum.Darbe yediği,eksildiği anlardan önce yaptıkları ya da yapmadıkları.
Her düşünce kitabında, yazarın bize vermek istediklerini kendine de vermek istediğini anlıyorum. Belki yazdığı her şeyi kendisi de yaşıyordur ama düşünür bunu yazarken yazdığı şey olmak için yazıyor.Belki de yazdığı şey olan düşünürler vardır.Onların kitabını değil,kendilerini okumak gerek.Bu da mümkün değil.
İlk 100 sayfada yazarın bencil biri olduğu kanısı sarmıştı beni.Öğütlerinde hep akıllı olanın yalnız kalması gerektiği,normal insanlarla muhatap olmaması gerektiği falan... Ancak bir müddet sonra,yazarın yapamadıklarını da yazdıklarına eklediğini düşününce bencil olduğu düşüncesi eskisi kadar aklımda değildi.Fakat yine de kendini üstün görme,özelliklerini öne çıkarma davranışlarının olduğunu,günlük yaşamda ukalalık yapan biri olduğunu düşünüyorum.
Bu düşüncelerim yazarın faydalı,doğru,iyi bilgiler verdiği gerçeğini ve kitabı da sevdiğim gerçeğini değiştirmez.
İleriki yaşlarımda tekrar okuyacağım kitaplar arasında.Bakalım zamanla düşünceleri değişecek mi Arthur Bey'in? :-)