Hasan Nail Canat'ın anısı bende o kadar çok ki, keza bu kitabın da...
İlkokul 3. sınıfta babam artık derece atladığım için (ne büyük derece ama =) 1. sınıf ve 2. sınıf için olan incecik bol resimli kitaplar yerine o zaman pek fazla okunan Hasan Nail Canat'ın, dört kitabını almıştı:
Gül Yarası
Kırımlı Murat Destanı
Yasemen
Bir Küçük Osmancık Vardı
Tabi bu tür kitaplardan sonra artık günde 2-3 kitap bitirememeye başladım :D Artık 2 günde bir bitiyordum :)) Tabi o zmanlar telefon, tablet hak getire... Şimdikiler gibi babaannemin tabiriyle "Küçük deccal" değildik :D En büyük eğlencemiz seksek, beş taş, akşamları komşu çocuklarla toplanıp saklambaç oynamak... Kasabada büyüdüm, 3 katlı bina yoktu bizim mahallede :)
Neyse velhasıl kelam ben bu kitapları çok sevdim. Yazarın diğer kitaplarını da kütüphaneden okudum. Bir keresinde tenefüste Yasemen'i okurken - (yani ne salakmışım, git ip falan atla, arkadaşlarınla oyna, tenefüsünü yap değil mi neden kitap okuyorsun? Çok kendi halinde, gereksiz akıllı bi çocuktum) - öğretmenler de bahçeye dizilmiş çay içiyor. Ben de merdivenlerden inerken bile kitap okuyorum, bak hele bak, heheeyytt :D
Neyse, bir üst sınıfın, yani 4'lerin öğretmeni benim dalgın dalgın yürüyüp kitap okuduğumu fark etmiş, "Yasemiinnn " diye seslendi, tabi yanındaki öğretmenler de güldü. Ben de hiç istifimi bozmadan "Yasemin değil o bi kere, Yasemen!" dedim =D :D Tabi yıkıldılar bizim öğretmenler, sonra öğretmen beni yanına çağırdı. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Bir şey mi sordu, bir şey mi dedi hiç aklıma gelmiyor. Bu da böyle bir anımdır.