Onun bahşettiği rızkı yalayıp yutmak Cenâb-ı Hakkın şânını ziyâde ederdi ama, yatağında bir saat kadar daha pinekleyen Paşaoğlu, akla ziyân, kaleme gelmez bir halt yerdi: Evet! Arap uşağın yardımıyla ipek gömleğinin yakasına boyunbağını bağlayıp pantolonunu, yeleğini ve iskarpinlerini giydikten sonra koltuğuna uzanır ve Asmalımescid’deki bir şarküteriden kuryeyle getirttiği domuz pastırmasını şaraba meze yapardı, hafazanallah!