Leyla ilk görev yerine gitmek için doğu ekspresine binen bir öğretmendir. Polisten kaçan bir adam kompartımana gelir ve genç kızı onu saklaması için tehdit eder. Bu isteği yerine getirmek zorunda kalan Leyla çok korkar. Fakat ileride bu yabancının tekrar karşısına çıkacağını ve hayatında büyük bir yer kaplayacağını bilmiyordur. Ortalık sakinleşince trenden inip gidecek olan adama adını soran Leyla ondan şu cevabı alır: "Adım her istasyonda değişiyor, sen en iyisi bana" Yolcu" de!
"Çalıkuşunu" sevenlerin hoşuna gidebilecek bir kitap. Gencecik, hayatı tanımayan sevgi dolu bir öğretmenin acıklı aşk hikayesi. Oradan oraya savrulup son durağını arayan birisi Leyla. Başına gelen dertlerin onu yıkmak yerine güçlendirdiği bir savaşçı. Hayat onu sınadıkça bana mısın demiyor. Satırlar arasında geçen menekşe ile çam ağacı hikayesini çok sevdim.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. İlginç bir konusu var. Yer yer dram ağırlıklı hikaye drama severleri epey mutlu edebilir. Açıkçası biraz daha doğa ya da mekan betimlemesi bekledim ama yoktu. Betimlemeler beni kitabın içine oturtuyor çünkü. Bazı bölümler fazla ajitasyonlu geldi ve birkaç mantık hatası vardı. Ama yine de severek okuduğum bir kitap oldu.
*"Hayat çantandaki kitaplar gibi değil, hocam! Kimseye eşit sunulmuyor ki eşit koşullara bağlılık bekliyorsun."
*Kimse kalbinde taşıdığın bir aşk yüzünden seni yargılayamaz ki.
*"Ben sen de yeniden umut etmeyi seviyorum."